48
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2900
Okunma


“ Annemlere gidiyorum. Uyuyordun, sana kıyamadım. İşim bitince hemen döneceğim. Ben gelene kadar, sakın bir yere çıkma”
Adam kâğıdı okuyup, aldığı yere bıraktı.
Banyoda duşunu alıp tıraş oldu.
Gar dolabından, çok sevdiği siyah çizgili takımlarını çıkarıp, aynada kendini süzerek giyinmeğe başladı. Gömleğine uyan kıravatını takıp, pantolonunu giydi. Ceketi üstüne geçirip uzun, uzun aynaya baktı. Bayağı yakışıklı idi.
Yavaşça kapıyı kapatıp, dışarı çıktı. Hava güzel, güneşin cömertliği de üstündeydi. Sokak bu gün her zamankinden daha kalabalıktı. İçindeki coşku artmış. Sağa, sola bakınarak yürümenin keyfini çıkarıyordu. Caddeden geçen bir arabanın plakasına, bir süre takılı kaldı. Gözden kaybolana kadar arabayı izledi.
Birden eski günlerini hatırladı.
İçini kaplayan hüzne gözlerinden akan yaşlarla karşılık verdi. Dalgın, dalgın yürüyordu.
Şoförü, itina ile arabanın kapısını açar, saygıyla gülümseyerek,
“Günaydın efendim”
Diyerek buyur ederdi. Arka koltuğa oturduktan sonra, gazetelere göz gezdirip karıştırırken, gideceği yeri kısaca söylerdi.
“Valiliğe, daireye, şantiyeye”
Sevilen sayılan makamını dolduran kibar bir şahsiyetti. Eski günlerin hazzını derinlemesine yaşarken etraftaki insanların hareketleri birden bire değişti.
Acı bir fren sesi ortalığı inletirken, koşuşturmalar başladı. Adam cadde ortasında iki minibüsün tam ortasında kalmıştı. Öfkeli bir ses ortalığı inletti.
“Ulan kör müsün? Kırmızı yanıyor. Yol trafiğe açık öküz”
Bu kargaşaya diğer şoförde katıldı.”
“Sarhoş galiba salak mısın lan dikkat etsene”
Trafik durmuş. Herkes seyrediyordu. Şoförün üst, üste küfürleri daha da hayâsızlaşırken diğer şoför arabadan inerek adamın suratına okkalı bir yumruk vurdu. Sendeleyen adam ikinci yumruğu yeyince aniden yere yığıldı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken bu seferde, tekmeler yağmaya başladı. Peş peşe darbelerden korunmak için ellerini yüzüne kapatıp sağ elini ceketin sol iç cebine götürmeye çalıştı.
Kalabalığın arasından biri
“Silah çekecek silah”
Kaçışmalar başladı. Diğer şoförde inmiş. Oda rastgele vurmağa başlamıştı. Kaşı yarılmış. Ağzından ve burnundan oluk gibi kan akıyordu. Perişandı.
İki ellerini havaya kaldırarak durun, dercesine el aman diliyor. Şaşkınlıkla etrafına bakıyordu. Bir şeyler söylemek istiyor sesi çıkmıyor. Patlamış dudakları, sadece açılıp kapanıyordu. Kadınlı erkekli kalabalık yalnızca seyrediyordu. Yerde kıvranıp duran adam hiçbir karşı harekette bulunamıyor. Fırsat buldukça elini ceketinin iç cebine sokmaya çalışıyordu.
Polis arabasının siren sesi duyulunca adamı, sürekli döven şoförler durdu. Kalabalığın keyfi yerindeydi. Seyir zevkini doyasıya tadıyor, daha neler olacak der gibi merakla olanları izliyordu. Genç polis
“Çekilin biraz, açılın bakayım, ne oldu burada”
Yerde yatan adamın yanına çömeldi. Ellerinden tutup oturttu. Kalabalığın içindeki aynı ses:
“Polis abi dikkat et? Silahı var, silahı ceketin sol iç cebinde”
Her iki cebini arayan polis silaha benzer hiçbir şey bulamadı. Elinde sadece nüfus cüzdanını vardı.
Resimli tarafı incelerken arka yüzünü çevirdi. Büyük Harflerle yazılarak yapıştırılmış notu okuyunca çok şaşırmıştı.
ÜÇ YIL ÖNCE GEÇİRDİĞİM TRAFİK KAZASINDAN DOLAYI HİÇ KONUŞAMIYORUM. HİÇ DUYAMIYORUM.
ADRESİM VE ULAŞILACAK TELEFON NUMARAM YAZILI YARDIMLARINIZA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.
“Olayı gören bizimle karakola gelsin”
Polisi hiç kimse duymadı. Hepsi söz birliği etmişçesine
“Ben yeni geldim. Hiçbir şey görmedim”
Diyerek bir koyun sürüsü sessizliğinde dağıldı.