71
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
4079
Okunma


SANGHAM
İlk görev yerim, Şarkışla Radar Mevzi komutanlığı. Memleketimin kazası olan Şarkışla, Sivas’a seksen kilometre, nöbet istirahatlarımda, hafta sonu tatillerinde, sürekli Sivas’a ailemin yanına gidiyorum.
Evde yerim başköşe, hep sevdiğim yemekler, el üstündeyim. Havam bin beş yüz. Cebim para dolu. Türlü bahanelerle aileme dağıtıyor, hepsine harçlıklar veriyorum.
Evimize evlenme yaşına erişmiş kızlarını beğendirmek için gelen misafirler hiç eksik olmuyor. Annem, ablam yanımda sesli düşünüyorlar, şunun kızı hoş, bunun kızı güzel diye bana mesaj veriyorlar. Yaşım on dokuz ben sadece bunlara gülüp geçiyorum.
Yine bir hafta sonu Sivas’tayım. Ablam:
“ Tacettin bizi sinemaya götürsene Omay sinemasında Raj Kapoor’ un filmi çok güzel diyorlar. Leyla’da gelir. Üçümüz”
“Tamam, abla Leyla kim?”
“Seninle amcamlara giderken onunla karşılaşıp konuşmuştuk. Üzerinde kırmızı kazak vardı. Ona biraz hoş bakmıştın”.
Anladım. O, an içimde bir sızıntı oldu. Ilıklık her yanımı sardı. Teklif de hoşuma gitti.
Acele biletleri aldım. Akşama kadar vakit geçmek bilmedi.
Gideceğimiz film…
SANGHAM (Arkadaşımın aşkı) çok tutulan bir Hind filmi...
Raj Kapoor Nargis başrollerde...
Çöpçatan ablam, sinemadaki oturma yerimizi ayarlamış. Leyla ile yan yana getirmişti. İçim kıpır, kıpır yüzüm kızıl, nabız tavanda, Yürek kafesinden fırlayacak gibi.
Sinema dolu. Çıt yok. Film başladı.
İnsanı coşturan, Hind müziği, tiz sesli Nargis’le zirvede, tüm seyirci filme adapte olmuş.
Sahnede dekor muhteşem. Sisler arasında nedimeleriyle koşturan Nargis, bir ağacı tutuyor. İri gözlerinin üstündeki barbi bebek kirpiklerini sık, sık açıp kaparken alnındaki puluyla bir sağa
Bir sola bakıyor. Koşarak ya bir göl kenarında ya bir kayık içinde ya da bir köprüde gurubuyla dans ediyor. Aynı hareketleri Raj Kapoor da yapıyor. Tıklım, tıklım dolu olan sinemada çıt yok. Nefesler tutulmuş. Beyaz perdedeki her karede varız. Filmdeki şarkı yıllarca dilimizden düşmemişti.
Teri mengi manga
Teremiti gımnata
Bol rada bol sangam
Oga kemedi.
Seyreden herkes kendini ya Nargis’in ya da Raj Kapoor’un yerine koyuyordu.
Filmin bu coşkulu anında yanımda oturan Leyla’nın elini tutmak istedim. Çok heyecanlıyım. İçim kıpır, kıpır
Sol elimi koltuk üstünde duran sağ elinin üstüne koymak tek amacım.
Aniden geri çektim.
Ya bir şey derse?
“Aman kardeşim on santimlik uzaklık sanki kilometreler gibi”
Ya kızarsa, aynı hareketi birkaç defa denedim. Ama nafile.
Delireceğim. Adrenal son deminde. Vücudumu ter bastı.
Tamam, bu defa olacak diyorum ama yine boş.
Kendime kızıyorum ki sorma?
“Hadi oğlum ne var ki, sadece elini tutacaksın. Hadi, hadi ucunda ölüm yok ya”
Ahhhh…Olmuyor.
Birde askersin. Amma da korkakmışsın Film bitecek salak…
Son bir hamle, elim eline tam yaklaşmıştı ki, Leyla elimi havada yakalayıp kuvvetlice sıktı. Parmaklarımı, parmaklarıyla kenetledi.
Zaman durdu. Nabız normal soğuk bir ter boşaldı. Üzerimden tonlarca ağırlığın kalktığını hissettim. Yeniden doğmuş gibiyim.
Ben Raj Kapoor oda Nargis oldu.
“Vay be, ben neler çektim. Neler oldu. Şaştım kaldım.”
Bu anımı dost meclislerinde birazda vücut dilimi kullanır, keyiflice anlatırım. Hikâyemin sonunda:
“İşte böyle dostlar o, film beni yakandı.”
Beni sabırla dinleyen eşim gülerek.
“Çok doğru o, filmde benim hayatımı yapandı” der geçer.
Bu gün kırk ikinci evlenme yıldönümümüz. Bir daha dünyaya gelsem, yine eşimle evlenirdim.
CANANIMA
Bu satırlarım sana
Kırk yıllık arkadaşıma
Can yoldaşıma
Çocuklarımın anasına
Özüm namusum
Dışım içim
Her şeyim
KADINIMA
Gururum
Şeref ve onurum
AVRATIMA