58
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2559
Okunma

GANİMA TOKİNİİR KOMİTANIM
Hafta sonu nöbetçiyim. Şehir iznine çıkan askerlerimin son kontrollerini yaptım. Hepsi tek tip ütülü elbiselerini giymiş,
Postalları boyalı, yüzleri tıraşlı, pırıl, pırıl, koç gibiler.
“Arkadaşlar, dönüş saat on yedi, otobüs merkez komutanlığı önünden kalkar. Vukuat istemiyorum. İyi eğlenceler.”
“Sağ ol !..”
Odamda, evrak işleriyle haşır, neşir olmağa başladım. İzine çıkmayan askerlerimle. Öğleden sonra baklavasına voleybol maçımız var. İddialıyız. Beni gören herkes daha maç oynanmadan;
“Komutanım, baklavalarda çok güzeldi.”
“Bakalım, belli olmaz, göreceğiz.”
Telefonum çalıyor. Arayan nöbetçi amiri
“Tacettin, anons yap, kan gurubu ARH (-)olanları topla. Ring arabamız kaza yapmış. Ağır yaralılar var. Derhal hastaneye.”
“Baş üstüne komutanım.”
İçim daraldı. Heyecanlıyım, şaşırmış bir vaziyette, anonsun başında duyuruyu yaptım. Tüm erler toplanmıştı.
İstenen kan gurubunda olanları toplayarak, acele minibüsle hastanenin yolunu tuttum. Nasıl geldiğimi bilmiyorum. Komutanlarımızda oradaydı.
“Kaç kişi, kan gurubu aynı olanlar?”
“Altı kişi komutanım.”
“Hemen acile götür, ne isterlerse yapın.”
“Emredersiniz.”
Koşarak, askerlerimle istenen yere gittik. Hepimizde telaş ve endişe vardı. Acaba kimlerdi? Durumları nasıldı? Şoför Yusuf, Erzurumlu Ömer ağır yaralı, diğerleri hafifti.
Hemşireler kanları alırken, kan gurubu tutmayan Ömer’in hemşerisi Tahir, gözüme ilişti.
“Hayrola Tahir, ne işin var burada?”
“Gan vermiya gelmişam komitanım.”
“Oğlum, senin gurubun tutmuyor ki.”
“Kim diirki? Ne bililer?”
Anlamaz, anlamak istemez yorumu, kendi dünyasında. Bir başkadır, inandığını hep doğru sanır. Bu yurdun temiz insanları, sevdiği için ölür. Seveni için öldürür. Anlamazsa iknası zordur. Takılı olarak kalır. Vatanın dört bir yanından, bu kutsal ocağa gelenler, aynı şehirden olursa çok çabuk kaynaşırlar. Birbirlerine “ hemşerim, devrem, tertibim, toprağım” diye hitap ederler. Aynı elbiseyi giyer, aynı koğuşlarda yatarlar. Onların tabiriyle, aynı karavanaya kaşık sallayıp, beraber tüfek çatarlar. Birbirlerinin dertlerini paylaşır, kuvvetli bir dostluk kurarlar. Bu ocaktaki anılarını anasına, babasına, çocuklarına, torunlarına, herkese bıkmadan usanmadan yıllarca anlatırlar. Ömürlerinin en deli çağında, bu vatan için karşılığı olmayan günlerini, gerekirse canlarını seve, seve verirler. Biz rütbeliler, bu iş karşılığında maaş alırız. Mesleğimizdir. Onlarınki, daha kutsal daha ayrıcalıklıdır. Askerlik sürelerini güne çevirip, şafak üç yüz, şafak iki yüz doksan dokuz diye geriye doğru sayarlar. Her yere yazı yazıp, günlük tutarlar.
“Gel teskere gel.”
“O şimdi asker.”
“Ana, dövünme övün, oğlun asker.”
“Bir gün gelecek, bir gün kalacak.”
“Asker vurulunca değil, unutulunca ölür.”
“Ana kucağında değil ,asker ocağındayım.”
“Kim demiş asker uyumaz, yorulmaz, acıkmaz diye.”
“Ben uyuyorum, yoruluyorum, acıkıyorum.”
Disiplin, bu mesleğin takım elbisesidir. Sürekli, ütülü temiz ve şık olmalıdır. Başka bir görünüm yakışmaz.
Kan veren askerlerimi alıp birliğe dönüyorum. Şunu da iyi bilmek gerekir. Kızılay’ın kan ihtiyacının tamamına yakınını Mehmetçik karşılar.
Ağır yaralı, Erzurumlu Ömer’in, samimi arkadaşı Tahir, çok üzgündü. Odama çağırdım. Gözler çakmak çakmak, öfke dolu.
“Bak Tahir, korkulacak bir şey yok. Ömer’i ameliyata aldılar. Bizden kan istediler, fazlasıyla verdik, inşallah atlatacak.
Seninle her gün ziyaretine gideriz. Üzülme evladım.”
“Komitanım, sene bi deyecağım var.”
“Söyle Tahir.”
“Menden niya gan almiler?”
“Oğlum, kan gurubun tutmadı ki.”
“Bah komitanım, menim Ömer’i çoh sevdigimi bilisen. Gendi, gendimi yiyirem. Çoh üzilirem, külli biçere, neçar olirem. gafam garişir, yüregim sıhışir. Komitanım ben nireliyem?”
“Erzurum”
“Ömer nireli?”
“Erzurum”
Yüzü kıpkırmızı, sesi titriyor, gözlerinden sicim gibi yaşlar akıyordu.
“Bah işda, aynı kövün uşşahlariyiz. Bereber doğmişah, bereber büyümüşah, gan gardeşi olmişah, bereber aglayip bereber gülmişah, eskere bereber gelip bereber tüfeng çatmişah. O yareli, men eyiyem, oninde gani gırmızi, benimde gırmızi. Ne demah tutmiir? .Aha burasi menim GANİMA TOKİNİİR KOMİTANIM, GANİMA.”
Hüngür, hüngür ağlıyordu.Çok doldum. Hiç bir şey söyleyemedim. Yanına gidip sıkıca sarıldım.
Her kesimi çok iyi tanıyan büyük komutan ATATÜRK boşuna söylememiş.
“Dünyanın hiçbir ordusunda, yüreği senin kadar temiz ve cesur birine rast gelinmemiştir” diye.
TACETTİN YILDIRIM