Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
athena
athena

Trol&Şovalye

Yorum

Trol&Şovalye

9

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1823

Okunma

Okuduğunuz yazı 25.3.2014 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Trol&Şovalye

Trol&Şovalye

Efsanelerin gerçeklerle ne kadar ilgisi var bilinmez ama nesilden nesile söylenegelerek gerçeğin bir parçası oluverirler.Bu durum bulutların arasında yaşayan tüm tanrı ve tanrıçalar diğer tüm doğa üstü yaratıklar ve tabiki troller içinde geçerlidir.Birazdan anlatacağım hikayede kimilerine göre gerçeğin ta kendisi kimilerine göre ise şimdiye kadar dinlediğimiz güzel ve çirkin masalları serisine eklenecek yeni ve belkide günümüz için daha gerçekci bir yorumu diye düşünülebilir.

O dişi bir dağ trolüydü.Tükenmeye yüz tutmuş neslinin kalan son trollerindendi.Eskiden akrabalarının daha kuzeyde, insanların henüz girmediği ormanlarda yaşadığına dair haberler alırdı.Kaç yıldır bu haberlerinde kesildiğini düşünürsek belkide yaşayan tek trol bile olabilirdi.Bu aslında o kadar da kötü değildi.Atalarının geçmişi kan ve savaşlarla anılıyordu ve insanların neden trollerden ölesiye nefret ettiklerini de anlayabiliyordu.Gerçi insanlarında pek insanca davrandığı söylenemesede yinede o insanlardan nefret etmiyor ve onlar tarafından korkulan bir yaratık olarak görülmek istemediğinden güney ormanlarının kuyutunda, mağarasında insanlardan uzak yaşamına devam ediyordu.

Dişine tek insan eti değmemişti, doğasına aykırı bir troldü yaşamak için zorunlu olmasa hayvanları bile avlayıp yiyemeyecek tuhaf bir merhamet duygusuna sahipti.Daha anlamlandıramadığı bir çok hissin ise henüz farkında değildi.Gündüzleri genellikle mağarasından çıkmaz geceleri ise avlanmak için ormana giderdi.

Günlerden bir gün yine kendi yaptığı,ucu sivri, avının canını yakmadan tek atışta öldürecek kadar kuvvetli mızrağını eline alıp, heybesinide omuzlanıp koşarcasına yürüyerek ormana avlanmaya gitmişti.İnsan hızı ile pekala koşmak denebilirdi bir trolün ağır aksak adımlarına ki O pek yavaş yürümeyide sevmezdi.Kış arefesi ormanda yiyecek hayvan bulmak zorlaşırdı.O günde sanki tüm hayvanlar ormanı terk etmişti.Minik sincaplar, sürüngenler ve kuşlardan başka midesini dolduracak esas bir yemeğede rastlayamamanın hüznüyle heybesine attığı birkaç küçük hayvanla birlikte evine dönmek için her zamanki ayışığı patikasından evine doğru yürümeye başladı.

Gecenin bu saati onun için günün en güzel saatleriydi.Gökyüzündeki binlerce yıldız ve ay ışığının arkadaşlığını seviyordu.Kendini fazla kaptırmış olmalı ki yolun kenarında baygın yatan ve kokusunu çok net aldığı bir insanı yeni fark etti.O kadar da açtı ki midesi onu direk yemek olarak algıladı ama o bir insandı ve trolümüz asla insan yememişti, yemeyecekti.Hiç düşünmeden yerde yatan yabancıyı sırtlandı ve yoluna devam etti.

Evine geldi önce avladıklarını indirdi sonra yabancıyı incitmeden yere bıraktı.Kim olduğuna bakmak için yüzünü çevirdi.Yabancının yüzünü gördüğü an tanımlayamadığı bir hisle doldu kalbi.Efsaneler doğru olabilirmiydi acaba ? Annesi atalarından tek insan olan trolün hikayesini anlatıp dururdu.Hemen her gece, her uyku öncesi.Hiç bıkmamıştı bu hikayeyi dinlemekten.Eğer ki bir trolü bir insanoğlu severse o trolün kalbi yeniden atmaya başlar ve suretide bir insana dönüşürdü.O hiç trol gibi hissetmemişti zaten.Neden olmasın diye düşündü…

Trolün hissiz kalbinde kelebekler uçuşturan bu yabancı, bir şovalyeydi.Yüzünde ona tanıdık gelen sanki yıllardır beklediği, hayatını daha anlamlı kılacak insan olduğuna dair izler taşıyordu.Trolümüzünde hani farkında olmadığı hisler vardı ve bir gün onlarla yüzleşecekti demiştik ya O anın tamda O gece hissettiği duyguların etkisiyle yaşandığını söylememe sanırım gerek yok.

Trol daha fazla düşünmek istemedi.Kalbinden geçenleri olduğu gibi şovalyeye söyledi.

Evlen benimle ki sana sahip olduğum uçsuz bucaksız serveti ayaklarına sereyim, evlen benimle ki sana hayal bile edemeyeceğin bir yaşam sunayım evlen benimle ki sana sadece senin aşkınla dolu kalbimi vereyim, evlen benimle ki şu sonsuz ama ızdırap dolu trol hayatımdan sonu olan ama insan olarak yaşayacağım hayatıma kavuşayım dedi.

Şovalye inançlı bir hristiyandı ve trollerin inancı olmadığını bilirdi.Evlenirdim seninle eğer ki hristiyan bir trol olsaydın dedi ve reddetti o devasa zenginliği, trolün insandan daha hassas, sevgi dolu kalbini.

Trol evine kapandı günlerce ağladı.O kadar çok ağladı ki evinin hemen dibinde bir gözyaşı nehri oluştu.O nehrin çevresindeki topraklarda rengarenk çiçekler açtı, meyvelerin en lezzetlisi ordaki ağaçlarda yetişmeye başladı.Efsaneye göre o nehrin suyunda yıkananların kalbinin yumuşadığı, sevgisizlerin taşlaşan kalpleri yumuşatan bir sihre sahip olduğu söylenir.

Şovalye ise kırdığı bir kalpten dökülen güzelliklerin farkına çok sonraları varsada iş işten geçmişti artık.Trolün gözyaşları bir nehirde can bulmuş, toprağa karışan bedeni toprağa can vermişti.

Trol insan olamadı ama tarih boyunca o topraklarda yaşayanlarca sevgiyle anıldı.

Gökten üç elma düşmüş müdür bu efsane üstüne bilinmez ama üç ana fikir düşmesi gerekirse, zamanın hiçbir diliminde esas olan dış görünümden ziyade öz “kalbi güzel olsun gerisi önemli değil” olmamıştır.Dinsel çatışmalar her zaman yaşanmıştır ve hala yaşanmaktadır.İnsan hakları(kötülük karşısında yenik düşen iyi insanları simgeleyen trolümüzü bu noktada anmak gerek) menfaatlerin zedelendiği noktada her zaman ayaklar altına alınmış sadece yazılagelmiş ama uygulanagelmemiş bir ütopyadan öteye geçmemiştir.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Trol&şovalye Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Trol&şovalye yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Trol&Şovalye yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
26.3.2014 21:26:00
İskandinav mitlerinden yola çıkıp, Hristiyan öğelerini benimseyen ve bunları ekseriyeti Müslüman bir gruba anlatan bir masal olmuş. Bir anlamda gökten düşen elmalardan ikincisine sahip çıkıyor: Korkmayın öteki dediğinizden; aslında kimse kimseye gerçekten yabancı değil diyor.

kalbi güzel olsun gerisi önemli değil

Bu beni hep tereddüte düşüren bir yargıdır. Öykü de bile trol, karakterini zerre kadar bilmediği bir şövalyeye, sırf dış görünüşü uğruna aşık oluyor. Bu noktadan sonra nasıl birbirimizi suçlayabiliriz? Sadece ruha aşık olunsa, karşımızdakinin cinsiyetinin de önemi kalmaz: Bize güzel mektuplar yazan herhangi birine kapılır, gideriz.

İnsanı düşüncelere sevkeden masal için teşekkürler. Saygılarımla.
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu, @ozan-ihlasi-bekir-akbulut
26.3.2014 14:39:40
FİNAL PARAGRAFI ÇOK ANLAMLI VE DOĞRUSUNU ANLATMIŞ GÜZELDİ KALEMİNE SAĞLIK TEBRİKLERİMLE
küsss
küsss, @kusss
26.3.2014 14:30:23
yazıya iki defa yorum yazmaya çalıştım ama ikisinde de telefonun internetinin azizliğine uğradım, inat ettim bilgisayarı açıp yazıyorum :) tabi onca uzun yorumumun silinmesinden sonra ilk hevesim kalmasa da :)

bu sitede okuduğum en özgün yazılardandı şüphesiz. önce küçükken uğuruna inandığım trollü tokam geldi aklıma başlığı görünce, okudukça da yine çocukken dinlediğim masallar. ve sanki bir anlığına da olsa çocukluğuma gittim tekrar. ne çok şey anlatırdı değil mi bize, usul usul. tıpkı bu yazıda olduğu gibi. ama küçük bir eleştiri getirmek isterim izninizle. son kısım olmasa mıydı acaba dedim içimden. yani anafikri yazar bu kadar açık etmeseydi de okur ne anladıysa onu anlasaydı. tabi bu benim fikrim. yazarı öyle takdir etmemiş...

bu gerçek bir efsaneden mi alıntı bilmiyorum ama bir anlığına da olsa fiziksel ve ruhsal olarak çok iyi geldi bana, çünkü anlık olsa da hayattan kopardı. bunun için ayrıca bir teşekkür, kendi adıma.. kutlarım..

Davidoff
Davidoff, @davidoff
26.3.2014 12:36:23


Yazıyı okurken, bir taraftan trolün tam anlamına baktım athena...

Anlattığın gözyaşı nehri madem bu kadar büyüktü, yazıda bahsi geçen trol de büyük olmalı diye düşündüm.


Yanılmamışım. Karşıma devasa bir yaratık çıktı. Sonra daha dikkatle okumaya başladım trolün yaşadıklarını...

Beni daha çok etkiledi. Gözyaşından nehri daha iyi gördüm. Çiçekler açtı kenarlarında. Trol sessiz sedasız çıkıp gitti sayfadan, biz bize kaldık... Düşüncelerimizle.



Kaleminiz daim olsun.


Tebrik ederim.


sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
25.3.2014 23:09:24
Bir solukta okduğum oldukça güzel bir yazıydı ama yazının kendisinden daha çok masalın üç elması anlamlıydı. Gökten düşen üç elmanın bildiğimiz elma olduğunu sanırdım hep. Altmış yaşından sonra onu da öğrenmiş olduk. Kutlarım.

Selam ve sevgilerimle.
Etkili Yorum
CaNMaYBuLL
CaNMaYBuLL, @maybull
25.3.2014 16:54:32
10 puan verdi
Tek bir sebebe bir çok neden aramak ,aslından Uzaklaşmak içindir.Kendi korkularını dahi görmekten kaçan, hislerini çuvala atan ,zavallı insan.Ölenler ölsün diye, vicdanını aklına kapayan zavallı insan ! Bir gün her duyguda çöküş yaşarsan, aklına direnen insan gelsin.Belki anlar duygusuz, sessiz kalan insan !

Efsanelerde bile insan kaybediyor kendini.Bir anlayabilse kendi kendini,kötü olana karşı bilse iyiliğin ölümsüz insan ederini.

Güzel Bir Yazı,Anlamlı Bir Hikaye.

Saygılar,Sevgiler Athena
ironi
ironi, @ersinbasegmez
25.3.2014 15:13:34
10 puan verdi
farklıydı

ve de güzel

kaleminiz her zaman farkındalığını hissettiriyor

tebriklerimle
grafspee
grafspee, @grafspee
25.3.2014 14:17:20
10 puan verdi
ilginç bir masalla günümüze dair dersler çıkarmak da anca athena'ya mahsus sanırım :)) eline sağlık bir çırpıda okudum bitiverdi..
_Akif_
_Akif_, @-akif-
25.3.2014 14:03:24
Yazılarını okumayı özlemiştim.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL