4
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1872
Okunma

ÖZLEM
(kokucu)
“-durun bii..
len o(ğ)lum sesi kesin len biii
evet epap”
“-siz onu-bunu boş verin
de!
ben size bi bayramda
başımdan geçenneri deyivireyin
görün bi nassı bayram geçirmişiyin”
“……”
“-o aralar daha yeni yeni deliğannı oluyon
olmuşu olcaa çenemde üşcücük gıl emme
nerdeyse her gün traş oluyon
tıraş oluyon,
hamam ediyon,
göt cebimden çıkarmayan aynayı
ergenniğime, türlere bakıp duruyon
yolda-sokakda evde, tarlada
ha deyincek evden çıkamayon
fira aynaya bakıp duruyon
Müslüğ Ebe file gördü müydü
“-len çocuuuk,
seni gördüm müydü varyana
başım dönüyo töbossun ha
seme ğibi oluyon
ged öte yanına..
..!
hunnardan file garı mı olu(r) sanıyon
her şarpı yağlınanı
essahdan gız mı sanıyon
hinciki ğızların hiç aklı yok
get namerd-ossun..
i(n)san bi türkü yakar..
“ince keyerin ince de, penbe yakışır gence
i(n)san bi hoş oluyor da sevdiğini görünçe”
len.. çocuuukkk.. ah.. valla
ben olsam var ya,
dikilirin garşına
“len yeğit ben sana havasın” derin
olmadı geder evinizin hanayına
otura-ğorun “beni gaçırdı” deye,
bi şaya! neydebilecen
gözelliğise-gözelliğinen
olmadı, tüfe(ği)nense tüfe(ği)nen
dabancaynanısa dabancaynan
.. ?!
taha da olmadı cavırlığınan
elden geldikleyin..
elimden geleni ardıma goman
evelallah,
i(n)sanın gücüne ğediyo valla
hele bak hunnara bakıp da
gaz gelcek yerden
tavığı mı sakınacan.. Allase(verse)n..
çocuukk dediklerimi yabana atma..
ilaf osun deye demeyon valla ha
len gözel çocuuuuk,
gel seni bi afsınlayıvırayın
maazallah göze-möze ğelisin hinci
anası böbe(ği) gözünden sakıncağmış
meh! ben de paçamdan vere(yim)n de
anan yaksın da bi ğözel tüttürtsün..
neminazım
aman ha
gıyaman sana” derdi
..
biz de eşek değiliz ya
o keyfinen
avcına bişiyler sıkışdırıdık,
zamanın behrinin gederine ğöre
beş-on guruş.
!!
“-len ğözel o(ğ)lan
senden para alırmıyın len heş”
dese de,
guşağının arasına sokduğuma gayıl olu(r)
memnin olu(r)du
onun da umudu
buyudu işdee!
o bir arabuluculuk sevdasındaydı
hep keyif bağışlardı
“-madem izbar etdin
Omar’ıma vereyin
değilise alımıyın,
ben netçen hindikten keyri
parayı-marayı”
de!
emme ben de hani, o ğünnerde
beyaz laylom sıkma (gömlek),
ütülü pantul-iskarpin
bobalı o(ğ)lannarda file yok valla o fors
saşlar arkaya daralı
ıldır ıldırıdı
“arko” filen sürünüyon
eller taha teneke gutulu “grem” devrindeler..
kokular demişsin cabası
görün beni bii(hh)
Gaşaralı poçucu,
kokucu Yedidağ Çiçekcisinin•
en birinci müşderisiyin
evelallah!! zati bedafadan önüşlük bi
başdan aşşa beni
göpgözel fısfıslardı
zavallı..
“bu hu koku”
“bu şu”
“bu arapkızı
emme bunun bahasına eremen”
sen bunu alma
ben sana böğünnük bi eyinnig edeyin
garışma sen
evelallah zati ombeş gün gede(r)
bu benden
kiminin parası
kiminin dovası”
falan filan..
Allasen! aslı mı var,
yoo!
deyuslug, emme..
elden ne geli.
ipin ucunu vermişiyiz puştun eline..
adam işin gompedanı olmuş
namıssız..
gözlerimin içine bakıyoru
uruhumu okuyoru
nayeti bilip duru(r)
neydip edecen alacan
helbet o “bahasına eremen” dediğini
köye gelen başka kokucu mu geliyo
yoo..
işin aslı bende o ğadar para ne gezer
helbet yok
emme
şeytan beni halıma bırakmayoru ku
nayet beşer-şaşar
Allah var ya… insanın canı da
n’oldum öldüm illem onu
o “bahalı” dediğini isdeyon
hani “bahasına eremen ” dedi ya
gahroluyon..
i(n)san iresmen kinneniyo
ahdım kalıyo
çakdırtmadan
usulcukdan cızlamı çekiyon
yes ediyon
güpürdümünen
taha hayada bile girmeden
vayvalağı goparıyon
“ebee!
anaaa!!”
“parrrraaa”
…
“n’oldu leen”
“kokucu geldi”
sanısın dünyanın her derdi halloldu da
bi “koku”ya marak salmışıyın
neydip edip ben de illem onu sürünecen
biri ötekinden neye daha efdal dutuluyo
bildiğimizden mi
hu an etibarıynan da etikadım etikadım odur ki
valla deği(l).. bahası,
ver bakalım bi “arap garısı”
olmadı “gara kedi”
ikisinin birdirine farkı ne ki?
annadığımdan deği vallahi
emme gukguluk benim galp gibi
baklafı dilimi ğibi
maça popazı ğibi
koku şişeleriynen çakılı
varım-yoğum
bütün sermayem bu
bütün derdim koku!
kokucu her geldiğinde
irkmeye devam..
öyle eller gibi üçün beşin gözüne bakmayoz gari..
buluyoz-buşuruyoz… nayetinde
hele bi de paramız varısa
“yandı gülüm keten havla”
birinden ya da ikisinden de
bu yaşda ev-dam olcak de(ği)liz ya
o öyle deyincekleyin barabar, ben de
maliyeti ne olursa olsun, netçede
arap garısı yekde!
gara kedi de..
Yedidağ Çiçekcisinin dediğine göre
“en birinci müşderisi” ben oldum..
Yedidağ Çiçekçisinin
Yedidağ Çiçekçisinin arap garısı’sının.. gara kedisinin
bana hususi..
işin aslı goca köyde arap garısının tek müşderisi benin ya
fiyet aramızda,
bana yarı pahasına deği(l)..
emme! tenziline
o öyle deyinşe valla olmaz deyip
üş-beş de ben başış sıkışdırıyon
gosgoca Yedidağ Çiçekçisine
“valla olmaz hakkımı halal etmen”
deyelek izbar ediyon,
onda da bi(r) temenna ki sorma
bi sitayiş ki yahay!
etirafdakınnara höyle bi bakıyo..
“Allah Allah..
hu çocukdahı feraset!
..…
izbar etme asdanım yauuu”
onun dediğine aldırımıyın heş
basıyon dabannarı eve
sürünüyon bol bol..
cumay günneri file bayıyon ortalığı”.
hinci hinci düşünüyon da
Yedidağ Çiçekçisi ellehem
herkeşe aynını deyodu.. öyle ya
çetelesini dutan mı var
kimin hankı kokuyu sürdüğünü bilen mi var
neyise, gısa kese(yim)n
aydın havası ossun.
…
höyle soka(ğı)n köşesinden çıkdım mıydı var ya;
garşıkı damlarda
perdesiz camlarda
“ben buradayın” deye, öyle ya
gabak çiçe(ği) ğibi açannarı
etişgin, yoğut da
yeniyetme serpilen görpe gızları
hep benim yolumu
gözlerlerkene buluyon zavallıları
çakdırtmadan el sallayannarı mı,
fırsantını bulup -gaş atannarı - mı
ayna dutannarı mı ararsın
“yabaynan ürküt
zopaynan say”
anasını satayın
DİPNOTLAR
seme:alık, ahmak, sersem, saf
yağlınmak : kuşanmak, giymek, takınmak
şaya : şayia, söylenti, laf, ilân, tevatür,
efsun: afsun, tılsım, gözbağı, büyü, keramet
hindikten keyri: bundan sonra, şu andan itibaren, bundan böyle
• Yedidağ Çiçekçisi Aşağı Kaşıkara’lı Karadilli (ya da Karaadil’li) Hasan namlı poçucu, (poçu, yazma, eşarp, yağlık ve koku satardı)
fısfıs : şırınga, enjektör, pompa, flit
fısfıslamak : püskürtmek
arapkızı : karakız
dahasına ermemek: karşılayabileceğinden pahalı, ekonomik durumuna göre ederini karşılayamamak
ahdı kalmak: uhdesinde kalmak
efdal / eftal : birinin diğerine tercih edilmesi için vasıf
yekde : yedekte, üzerimde, yanımda, hazır, stok, maledilmiş
yoğut : yahut
kaş atmak: göz kırpmak, cinsel ilgi gösterisi
5.0
100% (6)