5
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1343
Okunma

dağ başında bir başınasındır
yapayalnız bir başına
ceketin omuzlarındadır
içmişsindir avuç avuç,
kanamamışsındır,
ya bir pınardan buz gibi akan
ya da dağlardan inip gelen kar suyundan
avuçlarını doldurup kocaman-kocaman
yüzüne çarpmışsındır su!
kollarını suda tutmuşsundur
mendilini ıslatıp başına sermişsindir
önünde uzayıp giden yolda
artık daha güvenli,
iştahlı, diri
daha güçlü adımlar atmaktasındır.
içinde huşu!
ıslıkla içinden geldiği gibi
güzel günlerdeki türkülerden biri
ve sevdiklerin-dostların
güzel anılar üzerine süslersin düşlerini
“-işte” dersin “-yaşamak bu”
mis kokulu hava,
zümrüt yeşili toprak
ve memleket suyu
“-şe(hi)r de mapıs hayatı yaşayoz valla
nerde ayak basacak bi garış toprak
her goyun kendi bacağından asdılıyo,
kim kime dum-duma
nerde “aç mısın”
“açıkta mısın”
bi halını soracak bi gonşu
nerde kölge gerecek bir dal,
nerde soğukdan goruyacak bir kuytu”
“-sabahın seherinde evden işe,
servise geç galma telaşası içinde
gecenin leylisinde eve
bu ne kira,
bu ne taksit,
çay paran kalmaz cebinde
sarılamazsın,
karşına alıp
yüzlerine bakamazsın çocuklarının
“-su ver” diyecek yüzün yoktur eşine
keşke dememek kaygısı, korku!
hele bi de bazı arkadaşların kı ğibi
hanım da çalışıyosa
dünyanın öte taa tarafında
sabah kalkacak çocuğu hazrlayıp bakıcıya bırakacak
işe yetişip akşama kadar çalışacak
yetişip, alacak-üşütmeyecek çocuğu!
akşama eve gelip, yemek hazırlacak
yiyip kaldıracak, bulaşığı yıkacak
çocuğun altını alacak, mamasını hazırlacak,
bulaşık yıkacak, “hayat müşterekdir” diye
yardım etsen ne olacak
etmesen ne olacak
evlilik mi bu!
bunun adı evlilik
bunun adı yuva, olacak
bu çocuk böyütmek olacak
bu çocukdan vatana millete
hayır umulacak
öksüz-yetim olsa hadi
dersin ki adı belli
peki ne bu!
sizden eyi olmasın bi arkadaş deyo ku;
“-valla işden geliyon çocuk uyumuş
ertesi ğün, uyandıramayoz
a(ğ)lamasın deye”
çocuk “anne” deye bakıcısına deyomuş
buyur.. şimdi ne oldu!
hafta sonu uyanıp da bakıcısını göremeyinşe
basıyomuş ağıdı-fuğanı
“-nalet ossun” deye gahrediyomuş
şerli amir-memur da olsa
dışardan geleni horsunuyomuş
kimse inmin-cinmin sormayomuş
köyde bırakmışız gonşuluğu!
eyisi mi şerde gazansan bile;
çoluk-çocuk
evin-barkın köyde duracak
diyecen ki; anam-bobam-akrabam
çocuk; kendi akrannarıynan,
hısım-akrabanın arasında galacak
döğüşecek, oynaycak,
sen de işini bitirince…
gelip köyde baca(ğı)nı çelip oturacan
gafan dinç olacak ………..ves-selam”
emme doru, emme yannış
böyle emrediye hafsalam
gafamın aldığı bu!
DİPNOT
horsunmak: hor gözmek, hakir görmek, dışlamak, aşağılamak
SÖĞÜTLÜ ÇEŞME
Resim için Sn Nuri Öztürk’e teşekkürler
5.0
100% (6)