uykuna saklanarak
sana yazdığım şiirleri gözlerine bıraktım
ve her bakışın onları okuyor benim için

..

düşün ki
hudutsuz bir kentin siyahından aşağı iniyorum
alaturka yalnızlıklar çevirmiş aykırı düşleri
sen zulada trajik alıntılar zamanıyla susuyorsun

tek bir ruhun kapısı açık değildir sağanak aşka
tümsekleri yüksek acılara takılmıştır umutlar
say ki hüznün yırtık yerinden akıyorum sana
sırtımda şarapnel parçasıyla ölmüş bir çocuktur gece
gözlerimden geçiyordur insansız trenlerin seferleri

konuşsam kekeme kederlerin alfabesi anlatır kayıplarımı
dengesini yitirmiş sözcükler boğulur sığ tükürüğümde
bütün ana cümleler toplanmıştır dilimin sürçen yerine
manasızlığın mezarlığına defnediyordur hayatın anlamını

düşün ki
icat edilmemiş acıların keşfedilmesini bekleyen bir meczubum
alnımın çatısında sürgün kuşlar beslenirken öğrenmişim uçmayı
aklımın denizinde gözlerinin rengine bata çıka giden gemiler
parmak uçlarımın kıyısına demirlediğinde kavramışım sevmeyi

anla
buhranlı sefilliktir belki
sana öldürüp, öldürüp dirilttiğim hasretlerim
çayın taze yerinde hesaplarken yanağındaki tek şekerli öpmeyi
çoktan bayatlamıştır olmayışının senfonik medceziri
solmuştur
vazoda sevdana kurak bir çöl mevsimiyle tutunan ben çiçeği
tırnaklarıma geçirdiğim sayfalara tenin diye yazdığım şiirler
güvercin mektuplarıyla göçmüştür kirpiklerinin ülkesine

offf bee
bir sabırdır
kan, kan İsa’nın çarmığında
ve
Zebur, Zebur, Tevrat, Tevrat
İncil, İncil, Kuran, Kuran anlatılmış kutsal bir sevdadır bu

bilir misin
aynı yörüngenin farklı sesleri uğuldar evrenin yüreğinde
basit
ama büyük sevda açan bir gelinciğin hikayesine kadar gider
O mütevazi aykırılığın denklemleri kırsal DELAL koşmalar.!

kaç uçurum
kaç dinamitlenmiş seher varsa
yenilenmiş mavi vardır
kırık dünyanın umudunda

kemikleri ezilmeden aşkın
kabile, kabile adımlarınla gel

..!


İbadeti hurafe olmayan
besmele gözlerinle
Bismillah diyerek bak benim için..




Bülent Aslan