24
Yorum
39
Beğeni
0,0
Puan
2038
Okunma
Güneşin Zaptı
cümlelerin perişan coğrafyası
feryatları aşan durgun eylemlere eş
seri sözcüklere şık elbiseler giydiren nedenler
hep yuvarlak masa amaçlı
yetecekti biliyorum ekmek hepimize yetecekti
o harami ahaliyi aldatmasaydı
sözde insanlık adına ölenlere acı ezgiler dizen kırgın heceler
bağları bostanları öksüz bıraktılar
kurgusu tutsak iletisi küsmüş dizelerde
konuk olur cürüme bütün cürümlüler
her yer avm her yer rezidans
her yer avm her yer rezidans
çalıp çırptılar yarınları
elde avuçta
ne varsa ne varsa
ekecek
ne bağ kaldı ne de tarla
sarılır dilime güdümlü serzenişler
sanki timsahın gözyaşları tükenecek
" asla satmam kalemimi sattırmam mürekkebini "
ne anlamlı söz di mi
çokça darda kalana susmak çare mi hiç
haydi ara da bul o yiğidi
bekle ha bekle
cümleten rica etsek
matematik kanıtlayabilir mi
helâl on liranın haram yüz liradan daha büyük olduğunu
yoruldum usandım büyümekten
tut ellerimden çocuk
beni de al çocukluğuna ne olur
hiçbir intiharın gerçek nedeni asla bilinemez ki
biraz zan altı
biraz kendini suçlamak
biraz elâlemi karalamak
haydi şimdi herkes kadar ben de istekliyim
artık ip ucu bulunsun
nokta konulsun
onca kambur taşınmıyor artık sırtlarda
o kamburları biri hergele meydenına kadar götürsün
ve ötekiler
sustursun şu zılgıtları
sustursun şu zılgıtları
şimdiki aklımın yanına getirin yanına getirin o genç yıllarımı
yeter artık yere düşmesin erdem
seni yazarken kirleniyor onca kalem
yorgun düşüyor gün geceye geçerken
çaresizler
yine yalvarıyor çaresizliğe
yalvarıyor adalete
bütün sevdiklerim sende kaldı yüreğim
sende kaldı aklım
sende kaldı bakışlarım
sende kaldı ellerim ve bütün gülüşlerim
bak yine de
akıyor insanlar akın akın
müjdeler olsun ki
güneşın zaptı
güneşin zaptı
çok yakın
çok yakın
Şükrü BEŞİKTAŞ