ESRİKLİĞİNE SAYALIM HERŞEY BİTSİN

Henüz senli bir rüyadan uyandım

Esrikliğimi
Müşkülpesentliğime
Geceden kalma sarhoşluğuma
Hatta meczupluğuma verin
Düşünemedim rehbersiz gülüşlerinin
Memleket gezisine çıktığını

Ve
Ağzı sarımsak kokan
Bir ecnebiyle yattığını
Onurunu üç kuruşa sattığını düşünemedim

“Çapsızlık mı dedin”
Bu nasıl bir “çapsızlık”
Nasıl “uyurgezerlik”

Mahremiyetine saygı duymadan
Girmişsin işte “piç” dediğin oğlanın koynuna

Uzak dur benden
Kirletme uhrevi benliğimi

Bahaneler yaratarak
Sıçratma üstüme kâbusum diyeceğim ihanetini

Keşkelere mâhkum etme
Göğsünde gizlediğin öpücük izlerini
Mağfiretin yok senin

Yeniden vaftis edilsen
Denize atılan haçı çıkarmış olsan bile
Nafile yalvarışların

Hadi git
Git te utandırma manastırın taş duvarlarını
Gizlenme günahlarının gölgesine
Meryem bile affetmez

Haç’ın ucunda parlayan ışık
İsterse stella pastor olsun
Ödemeden günahlarının bedelini
Asla affetmez seni

“Vallahi”
Esrik bir gecenin sabahında
Müşkül pesent düşlerle ödeyeceksin
İhanetinin bedelini

Sen ulvi bir aşka ihanet ettin
Bilançoya neresinden bakarsan zarar
Aşk’a ihanetin var

“envanterinde” kayıtlı keşkeler

Fifo yöntemine uygun değil
Lifo’ya da

Tabiri caizsse
Bu aşk’ı yönetmen mümkün değil

Bir kayyum atayalım
Ve esrikliğine sayalım herşey bitsin
Efkan ÖTGÜN