7
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
2471
Okunma

“iş bilen” oğlan evinden biri taradından
elinde bir iple kapı çalınır,
“-ünnen bakayın hunu..”
..
“-uzat baka(yı)n barna(ğı)nı”
titiz bir ustalıkla ip düğümlenerek ölçü alınır
kız anasının arkasında saklanır..
sağ başparmak ısırılır..
evin diğer yetişkin kızı ondan fazla evmekte
ablasını kıskanır,
onun da gelmemiştir sırası
“hadi ağası neyise de,
öğünde taha abası
var” denilerek ötelenmekten korkmaktadır..
düğünden önce pazara urba alımına gidilir
bu kez de kız tarafından bir “abıla” iş-bilir
bu “her şeyi bilen gadın”da bir afra-tafra
bin kere pişman edilmiş,
“bi(r) taha mı bi(r) taha asla mı asla
kimsenin bi(r) işine garışmaycan
candan ileri garışırsam n’olayın
hurdan gakıp da
huraya oturmak nasip olmasın” diye
yemin billah etse de
oğlan anası gene izbar eder
“-aşgolsun gellaba
hurda birbirmiziz
biz elmiyiz
“yemin para”nı ben da(ğı)dacan” diye ikna edilir..
o gene edeceğini bilir..
“siz bilmezsiniz”
“ilazım olur”
“bişi biliyoz da deyoz”
“elinizin hamırıynan
erkeğ işine garışman bakayın”..
göz kırpıp kollayacağını ifade eder
“bu garıların bilce(ği) iş uza(ğa) gedin”
diye duruma el konulur..
“bili(r)-bilmez herkeş garışmasın” diye
etrafa hava atılır
“demir tavında döğülü(r)”
...
“harman yelinen, düğün elinen”
..
“ömürde bi tefa olcak bişey”
..
“daş yerinde ağırdır
sen sakalını yerine go
get hurdan sen kendi işne bak
garışma bizim işimize”
..
“mermer daşdan, varlığı iki başdan”
kendi kendine tekerlemeler icad eder
yerli-yersiz yineler
o kendine bir şey almasa da
“vallaha, billaha olmaz aba
ele-ğüne garşı va!
vallaha billaha yüzüne bakman
elde adet de, biz de bedihat mı"
..
"-netceniz ay bacım
durun bakalım bi!
taha sizin turpun böyüğü he(y)bede
hinci alemi yok, biz bunun uçun mu çabalayoz
valla nüzum deği(l) gardaşım
ne gere(ği) var bizim gız” diye
kız anasının gayreti ile ona da bir “fisdannık” ısmarlanır..
akla gelmedik gelir,
kurulan hülyalar geride kalır,
"aman be! o da n’olcağmış denilir
bir sandık dolusu
bol keseden öte-beri alınır
bilmen kaş tene gremse,
kaş tene de beşibiyerde
bozdurulduğundan
ya da dört güçcük gafalı
bi dene de böyük gafalı
alınacağından bahsedilir
herkes bilir,
herkes işin içindedir..
düğüne bir hafta kala birikiverir
konu-komşu, hısım-akraba
düğün ekmeği edilir
yakın bir tandırda
saman alevini çokarmakta biri
sacın arkasını kül çamuruna beler
bir diğeri
un elekle çuvaldan alınıp elenir
yumuşak düşşün diye biraz da arpa unu
kepekten ayrılan una tuz eklenir
yoğruldukça biraz daha su
cıvıklaştıkça un serpilir
üstü örtülüp, olması bekletilir
iteğiler açılır,
hamur tirkisi üstünde tahta
esıranla kesilip beze edilir hamur
ufra serpilir tahtaya,
bir hapaz un da tahta üstündeki bezeye
başlanır oklavalanmaya
sonra biraz daha ufra ekelenerek
oklava, ufra
oklava, oklava
hamur açıldıkça
her oklavalandıkça hafifçe dönürülerek
alta ufra, üste ufra
bir fiske daha ufra
açılan beze üstüne konulur
sıvaşmasın diye oklavaya hamur açıldıkça;
tahta üzerinde döndürülür
yuvarlaklığı sağlanır
incecik açılan hamur
arkasını gösterecek kadar inceltilir..
oklavada terazilenerek götürülür
sac üzerine serilir..
saca serilerek hafifçe göynütülür
nemli, burcu –burcu iştah açıcı
ortalığı bir ekmek kokusu bürür..
pişirici ekmek şişindeki ekmeği
şöyle bir çevirir
tandır içini gösterir,
göynüktürülür.
ekmek pembeleşir...
sini üstündekilere eklenir..
oklavayla hamur açar iki kişi
tandırdaki sacta pişiren biri pişirici
önce birinin açtığını oklavadan boşaltır
sonra diğerini
tandır dolusu saman közü
arada bir deşelenir
arada bir kes serpilir
aleve har,
ateşe can
saca tav verilir..
şişle tandıra sürülür yufka
ekmek tandır sıcağında demlenir
tirkiler dolusu hamur
direkler boyunca (yufka) ekmek olur
hamur bitimine doğru
bazlama , gaba ekmek
yumurtalı börek,
yağlı katmer
pekmez peynir katık olur.
yarıya kadar boşaltılır oklava
yumurta kırılıp katlanır açılmış hamur,
“ısmanak, ilabada, karavık, kabak
kıyılıp kavrulmuş soğan üstüne
acı biber serpiştirilir ki
gel de bu sac böreğini
iki elle yeme!
ev sahibi; “-“tıngır elek-tıngır saç
elim hamır gaınım aç”
hadin buyrun sovumadan, datlıdan da banalım
ala-ıscak gaba ekmek, gatmer yağladım”
oradaki herkes bir yandan atıştırır,
"buyur aba obal da boynuna sen de buyur!"
yoldan geçenler bile yumulur
“-nasip meselesi bu, hayır olur hayır”
bir yandan etraf süpürülür
bir yandan da ev elden geçirilir
bir yandan ekmek soğutulur
bir yandan toparlanır etraf, tandır
tandır ateşinde
patetes-soğan közlenir
ıbrık-güğüm ısıtırlır yüneceklere
ne var ne yoksa yunur
DİPNOT
urba: çeyiz, düğün giysileri ve hediyelikler
bol keseden: fiyatını, çekilecek ödeme sıkıntısını bir yana bırakarak alış-veriş yapmak
öteberi: önemsiz şeyler
öteberi;önemsiz şeyler demek olsada amaç onları almaktır, önemlidir.. her zaman alınmayacak leyler kastedilmektedir..
kafalı: Ata / Cumhuriyet altını büyüğü (7.25) küçüğü 3,75)gramdır
tandır: yufka ekmek yapılan yer
hamurun olması : çörek yapılacaksa hamura mayalı hamur (önceki hamur) katılarak mayalanmaya bırakılırak kabarması sağlanır, yufka ekmek yapılacaksa mayalanması(olması) beklenir.
esıran: hamur keskisi, spatul, ıskarpile
beze / bezele : hamur topağı
ufra/uğra: (iri kepekli un olarak bugün kullanılan razmol)hamurun tahta veya oklavaya yapışmaması için serpilen un
sıvaşmak: bulaşmak, yapışmak
deşmek : eşmek, içini dışına çıkarmak,
deşelemek : eşelemek
tirki: geniş-çukur bakır ya da tahta hamur teknesi
bazlama: gözleme
kaba ekmek: sıcakken yağ sürümek için kalınca açılan yufka
katmer: çekilmiş haşhaşla kalınca genellikle iki bezeleden arasına, ufra serpilerek, yağ, haşhaş ezmesi katılarak kat-kat açılan hamur sacda pişirildikten sonra sıcakken haşhaş yağıyla yağlanır
yünecek: yıkanacak, (çamaşır), bazen de kap-kacak
5.0
100% (9)