7
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1903
Okunma

oğlan evinin,
hısım-akrabasının ekabir takımı
lafı dinlenir,
dediği anlaşılır, oturaklı
üç-beş dede
dünürcüler gençtense
yanlarında bir teke
"-adam isteyosanız biz geldik
sakallı isteyosanız teke getirdik"
çaydan-kahveden sonra
söz ekabir takımının en yaşlısında
"-gonşu biz niye geldik sorsana"
kız evinin piri
"-buyur bakalım hacı emmi"
"-destimiz var suya geldik,
çuvalımız var saman istemeye
Allah’ın emrini ortaya koymaya geldik"
“-buyurun “Allah’ın emri” başımızın üstüne
"-Bismillahirrahmanirrahim
Allah’ın emri, Peygamberin kavliyle
böyük gızınızı
hasan ağanın oğluna istemeye geldik"
"Allah razi olsun" diye
teşekkür eder kızın büyüğü
"-amma kızımız daha güççük"
demişlerse
bu iş olmayacak demektir.
kıza sorulmuş da, kız
"-Allah yazdıysa bozsun" demişse
katiyen olmaz demektir.
“-epap siz nasibinizi başka yerde
arayın” denilmişse bir de
"mümkünü yok olmaz" denildiğinden
müs’ade istenilir
ısrar olursa
"-arkadaş" der kız tarafından büyükler
"-bizim başka bi(r) yere verilmiş sözümüz var,
bişmiş aşa su katmayın" derler
bakarsın belli olmaz, haber eder
kızın anası “bir daha gelsinner”
“-olmadı bitaha gelsinner”
imine
“-dünürcü dedin de
adamın oğlu esgerden geleli hanı vakıt olmuş
oğlan da ün yoook,
ses yok
adam garısına;
“-yau hanım ben o ğadar da “çalıya daş attım”
amma
herifi ırgalamayo bile
hele şu o(ğ)lanın “öğünden gaş” bi(r) bakalım
ne deyyo
ne goyyo
el ne demez
elin a(ğ)zı kese de
büzecez mi? hemi bi(r) de
ardından gelenner var,
üsdelik
gonu-gonşuda gelinlik ğız galmayıp batı(r)
neytdiyo bu o(ğ)lan
akrannarı torun-torbaya garışcak nerdeyse”
deyincekleyin barabar..
anası annacına almış o(ğ)lunu
“-o(ğ)lum ğözüyün dutdu(ğu)
belliklediğin , biri yok mu”
“………….”
“-len o(ğ)lum, boban
“gonuş o(ğ)lununan neytdiyo, ne deyyo,
yok muymuş bi belikledi(ği)
gönünün meyletdiği,
havas olduğu
bi(r) isdediği yok muymuş
bana cüvab (v)bersin” deyyo
hakkaten len yavrım
eli beğenmediğiyin
üş paralık elin dölleri
adam yerine gomadığın mıymıntı
öküz olmaz buzağıların tekleri
esgerlikden önşe bu işleri
haline-yoluna goyyolar daa
ö(y)le
ondan sonura gediyo esgerciliğe
sen neydip ne goyon Alla(hı)n aşgına”
deyye onca dil döküyoru amma
sanısın samıt deği(l) de mevta,
ağız-dil.. ses seda yok, o(ğ)landa..
………..
“-evel Allah halı-vahtımız eyi
geçi-goyun, inek dana
eyi-kötü işin kaydın vaa
çi(f)t çubuk öğünde
gücün-guvatın yerinde
esgerciliği de işledin-geldin..
az yaşa çok yaşa,
ahiri gelcek başa
bizim de murazımız va(r)
el(ler)in geşdiği köprüden
eller ğibi biz de geçelim
el sırasına biz de girelim
bi(r) de biz el(ler)e
“huu gonşuu..”
“sizin hamır keseni
bizim odun kesene isdeyoz”
demeyelim mi ga(y)ri
va!;
höyle elimiz aya(ğı)mız dutarkana
seni baş göz edip de
toruna torbaya gavışmayalım mı
eller gibi”
deyoru, o(ğ)lan sanısın manıt
….
“-ele-ğüne ğarşı va(h)!
arkandan gelenner var
sonura elinden sırayı alı(r)llar da!
bakar galı(r)sın valla
bobayın oğlu bi(r) sen değisin
ben de(ye)ceğimi dedim
iki ğün sonura
“ala geçim çit doğurdu
bol etdik südü yoğurdu
ana bana bi hal oldu
ah ana beni eversen ya
evermesen gebersen ya”
deye türkü söyleme
al sana bi cızık huruya
“ana
sen bana demedin” deme
garışman valla..
gulanı eyi aş
gözü dört
bana bak..
gerisini sen bilisin, emme
“dibek vahdında;
demir tavında döğülü(r)”
o gadak..
hazır olmuşukana
bobayın göğnü
...............”
desdini doldur sen de
gurnadan su akıyokana..
yan gel yat
keyfine bak..
“-ana” demiş o(ğ)lan
“-anaa
ben neye eftiklediğinizi biliyon,
bobamın,
senin
“-her şeyin yeri yurdu
bi(r) vahtı zamanı vaa(r)”
…
“-işinen-kaydınan olsa
iş esgerliğinen bitse
bende biliyon durumu
vahtı zamanı geldiğinde
ben size bi cövab b(v)erin”
gün geşmiş, ay geşmiş
aradan yıl geşmiş dedikleyin
bu sefte de bobası almış o(ğ)lanı annacına,
…
“-ülen eşşolueşşek
…
“bi o(ğ)lanı everemedin mi” deyo(r) el bana
isdeyelim ga(y)ri, kimi isdeyceğsek”
o(ğ)lan üş gün taha mühlet isdemiş
üçüncü ğün bobasının eline bi(r) isdida vermiş
“anasının asaleti” olacak
“bobasının dini bütün” olacak
ve de “malı-maşatı”
bu ğadar “geçisi-goyunu tarlası takgası”
işde hu ğadar “oğlu, hu ğadar gızı” olacak
ğıza gelinceee;
“on yedi yaşında
aklı başında” olacak
“suna boylu”,
“ince belli”
“ak-buyday tenli”
“kınalı-sarı saşlı”
“galem gibi yay gaşlı”,
“ok kiprikli”
“ay yüzlü”
“üzüm garası ğözlü”
“parıl parıl gülüşlü”
“el-gün görmemiş gönnü” olacak
“yörürken yer sallanacak”
“o işden deği, iş ondan gorkacak”
“erinden sonura yatacak”
“horuzlardan er galkacak”
“dikdi(ğ)i keyilecek”
“bişirdiği yeyil(e)cek”
“duttuğu (iş) benin” deyecek
“ceylan salınışlı”,
“canlı simalı”,
“kirez dudaklı”
“buyday yanaklı”
“inci dişli”
“güçcük çeneli”
“galın dudaklı”
“hoş nefesli”
“dişi mi dişi”
“güleş-neşeli”
“işveli mi işveli”
nazlı mı nazlı olacak
“gönnüne biri düşmemiş”
“gerdanı öpülmemiş” olacak
“guduretden sürme çekilmiş
olacak gözüne”
“goş gibi eti-butu yerinde”,
“guş gibi gönnü erinde”
“eline el,
saşına barnak
döşüne gün değmemiş”
“sırma saşlı”,
“dudakları pembe”
emme ille adı “imine” olacak..
da(ha), o(ğ)lanın lisdesi
sürceğmiş emme
bobasının can burnuna ğelmiş
“-dur” demiş
…..
“-dur hey eşşolu eşşek”
“-adı neye imine filen deye sormaycan
o imine derdi
ne zamandır beni de yakar
len bu zamanda
böyle bi(r) gız mı var
deye olanın lafını kesmiş
“zatinden o imineyi bulsam
valla yaşıma-başıma bakmacan
ananı boşacan
kendime alcan demiş..
..........
dünürcüler kızın gönlü olduğunu biliyorlarsa
"-güççük mü canım…,
ondan güççük falan evlendi",
"-biz evlendiğimizde,
benim hanım bu yaşda yoğudu valla"
"-akranları evlendi,
çoluk-çocuğa garıştı" gibi
sebebler ileri sürerek
bitirmek istemezler gelip-gitmeyi
“-biz hele bi düşünelim”
cevabı almışlarsa,
"bu iş olacak gibi"
bir-kaç gün içinde tekrar gidilir
bu defa da
"-hısım akrabaya soralım"
"-askerdeki abeysine mektup yazdık"
"filan yerdeki emmisinin cüvabını bekleyoz"
“- “olmaz” deyen,
“gönlü olmayan var"
"-ee tabi, kız evi naz evi"
en son da
“-ğıza bi da(h)a soralım”
“-soralım epap, barabar soralım”
sordurulur bir yengeye
“-bobam bili”
………..
“-bobam ne yana keserse
ganım o yana akar”
…………
anlaşılır ki; kızın gönlü var
"Allah böyle münasip görmüş"
"-i(n)şa(a)llah hayırlı olur" denilir,
büyüklerin elleri öpülür
“geçim-dirlik” dilenir
el öptürülür..
“-Kara Bayram uzattıkça uzatmış,
bugün,
yarın,
yarından sonra
ee bi düşünelim,
ona soralım,
buna soralım
şuna soralım
böyükdür gönnünü alalaım
ağasına,
emmisine,
halasına
de(y)zesine..
uzakdan yakından
aklına kim geldiyse
yorgunu yokuşa sürmüş bin kere
dünürçüler gene de
adamın köpeğini uyutmamışlar
bıkmamış, usanmamışlar
ne yapacak işleri
ne çalacak gapı var başka evde
her gece onlardaymışlar,
etmiş-edememiş Gara Aşa
“-boba verceğsen ver, gayrı
vermeceğsen de bitir hu işi” demiş
“-valla evde ne çay
ne şeker galdı”
Gara Bayram da
düşünmeden bile,
madem öyleyse
“-hayırlısı osun” demiş
Gara Aşayı
Gaşaralının Gara Hamide verivimiş”
Kaşıkaralılar gelmiş nişana-düğüne
Kaşıkaralı öğüne öğüne
Kara Hamit’i evermiş
hayr’ola, beri gele
DİPNOT
ırgalamak / ırlamak : sallamak, sarmak, ilgilendirmek, etkilemek, dikkatini çekmek
önünden kaçmak : birinin bir yerlere gelmesini sağlamak için gaza getirmek, doldurmak ya da ağzından laf almak, düşüncesini anlamak ortaya çıkarmak
gözü tutmak: beğenmek, tercih etmek, tasvip etmek
belliklemek : belirlemek, adını koymak, göz koymak, kararını vermek
el sırasına girmek : başkaları ile aynı statüye gelmek
ele güne karşı : başkalarının gözü önünde ayıp olmasın,
eftiklenme: telaşlanma, endişelenme
mühlet: müddet, vade
isdida / istida :dilekçe
köğeğini uyutmamak : devamlı gidilerek rahatsızlık vermek
Resim Gökçe
5.0
100% (12)