0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1091
Okunma
Bülbül öldüğünde düştü yapraklar
Umarsızca, vakit kaybetmeden
Kiminin acelesi vardı
Kimisi ise ağır ağır
Gözlerden düşüyordu aşağı istemeden..
Önce rüzgar öptü dudaklarından
Ardından bir feryat
Koptu masmavi buluttan,
Gece değildi;
Yüreklere yeni çiy düşmüş
Yorgan altında uyuyanlar vardı,
Usulca sokuldu
Kapılarını açtı dolgun mavi gözlerinin
Öylece sustu..
Göbek bağını kopardı keskin aletle
Ve bıraktı hepsini asumana
’’ Biliyorum ’’ dedi
Bülbül öldüğünde düştü yapraklar
Vakit kaybetmeden gözlerinin içine
Kime sorsan acelesi var sanırdı
Kimisi ise ağır aksak yürümesinden;
Dem vururdu cihana..
Bütün pazartesiler kırmızıya boyandı sonra
Saat yediyi on geçe
Kara trenden bir ses yükseldi göğe
Tiz, yapmacıksız, yüzüne yüzüne
Kim bilebilirdi ki
Bu kadar hüzünkar olacak sevişmeler
Sevgililer bu kadar düşman..
Bülbül öldüğünde olmuştu herşey
Çocuklar daha cennetten çıkmamışken
Kapının sürgüsü çekildi
Yeşil uçlu kalemle kara bir yazı
Öylesine sert öylesine hırçın ki
Kim görse delice sevmeler gibi
Yazıldı geceye silinmeden..
Ne dert kaldı ne tasa
Yumuşak olacaktı düşmeler
Biraz keyifsiz sanırsam
Ama yine de sorunsuz, sıkıntısız
Olmadık bir kitabın
Arka sayfasına sıkıştırıp
Bakmadan kaçıp gitmeksiz;
Öyle olacaktı işte
Önce bülbül ölecekti
Sonra bütün sıvılar düşecekti
Beyin denen etten aşağı
Saat yediyi on geçe
Trenin sesiyle..
Neyse! Fazla uzattım bu gece
Bülbül artık sorunsuz bir hece..
09/11/2015
5.0
100% (1)