0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1536
Okunma
Sen kaç kez yıldızlara ulaştın Leyla’m
Ve kaç kez gökyüzünü tuttun
Yorgun kirpiklerinin uçlarında.
Ve gerçekten Leyla oldun mu sen hiç
Dağları delen Ferhat’a ulaştı mı gönlün
Mecnun’a yar oldun mu sen hiç
Yer altında karıncalara sordun mu
İncecik bedenlerinde nice yükler taşıdığına
Şahitlik etti mi mutluluğa hasret gözlerin
Nasıl çiçek çiçek dolaştığını aşkından
Ya da bal yapan arıya gönül verdin mi sen hiç
Sevdalandı mı deli yüreğin çiçeklerin en baharına
Mecnun seni görmeli Kerem seni söylemeli
Sen bir Aslı ol dolaşsın Kerem dünyayı karış karış
Sen bir Leyla ol dağları yine Ferhat’lar delsin
Ve sen bir gül ol yaralı bülbül sana konsun
Sen bir dağ çiçeğinin özü ol arılar sende konaklasın
Sen bir volkan ol lavlar sıra sıra önünden aksın
Ferhat’ın sazında yine yanık türküler sana yakılsın
Kerem’in kayaları parçalayan acı feryatlarında
Aşılmaz dağlar gelip senin önünde dizler çöksün
Sen hiç Züleyha olup kestin mi parmaklarını Leyla’m
Elma yerine aşkından güzeller güzeli Yusuf’un
Ve sen hiç Zühre olup kavruldu mu yüreğin
Tahir’in aşkına tutuştu mu ellerinde yaralı bir yürek
Çöller kurak bak şimdi susuz ve sana hasret
Sadece gözlerim değil Leyla,yüreğim de kanlı bir toprak
Ve Mecnun toplasın en bağrı yanık zamanları
Toplasın ve senin ayaklarına gönlünden kilimler dokusun
Ama sen hep böyle Leyla kal destanlarda
Mecnun sana hiç ulaşamasın şiirlerde
Ve sen hep böyle Ferhat için Şirin kal
Delemesin dağları Mecnun asırlar boyunca
Paramparça etsin dağ yerine kalbini yüzyıllarca
Çöller gibi asırlar da bir bir geçip tükensin ayaklarında
Ve sen hep böyle Leyla kal masallarda destanlarda
Ve bana yalnız gerçek bir Leyla kalsın şu sahte zamanlarda
Faruk ANBARCIOĞLU