2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1134
Okunma
Bir kırlangıç üşümesi unutmuşum cebimde
Parmağımdaydı en son.
Kırılmışım, dökülmüş içimin meyi
Tek başıma kuşatmışım
Terk edilmiş bir kaleyi
Yorgunum,
Yaralı değil.
Üç beş kürek toprak ile
Doldurur yine yürürüm
Senin uçurum zannedip
Geri döndüğün çukuru.
Gül tohumu niyetine
Avucumda taşıdığım nasırı
Yangınından artakalan
külde büyüteceğim
Yüzümdeki kedere merhem olacak yaprağı.
Bir diken batması unutmuşum cebimde
Parmağımdaydı en son.
Biz aslında güzeldik ayna kirliydi
Tuttuk elimizle sildik
Biz de kirlendik
Hayat yormuştu seni
Biraz dinlendin gölgemde.
Sele kapıldı gitti
Aklımla kalbimin arasındaki köprü,
İki karşı kıyıdan birbirine bakıyor
Düşlerim, düşmelerim.
Anladım sonunda nerde yanlış yaptığımı,
Acı beni çoğalttıkça
Kendini azaltır sandım.
Bir şiir dizesi unutmuşum cebime
Parmağımdaydı en son
Bükülmüş demir gibiyim
Sabrım sebebim olacak,
Bana birşey söyleyin suskun bulutlar
Bakışlarımla göğün
Karnını deşeceğim!
Düşlerim diken üstünde
Kalbim gövdemde mayın,
Kenarından geçip gidin
Basmayın.
Aşk ile yoksulluğun arasına gerilmiş
İncecik bir iplikte
Canbazlık yapıyordum,
Öyle baktın ki yüzüme
Dengem bozuldu.
Suya düşmüş kum tanesi kadar ağırdım
Ağacın gövdesini tırmanan böcek gibi hafif
Yol gibi uzundum
Ömür gibi kısa,
Denizden kopan ırmağı
Kuruttum bir bozkırda.
Say ki zifir karanlıkta
Biraz körebe oynadık
Ben gözü bağlı,
Sen gözü açık.
Geçen bahar çocuktuk kış gelmeden büyüdük
Zamanın sırrına kafa yormuyorum artık
Gökyüzü maviymiş, dağlar yeşilmiş,
Bana faydası mı var yağmur toprağa değmiş?
Haydi hayat arıt bizi
Sevdik kirlendik.
Bir kadeh rakım kalmış
Sanki dünyaya yeter,
Bir tatlı sarhoşluk unutmuşum cebimde
Parmağımdaydı en son.
Barış Çelimli
5.0
100% (3)