10
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
1771
Okunma

Mizacımım yoksunluğunda uçuşan
Sevgi öbeği kımıltılara haiz şu benliğimin
Her zerresinde sakladığım bir düşün kim bilir
Kaçıncı evresi yudumlarken usul usul ve ağlarken gizli gizli.
Saklı beyanatlarımı sunuyorum birer birer
Okumayacağını bilsem de.
Kırık bir penayım yeri geldi mi paramparça
Yoksunluğunda demlenip de hüzne boyandığım
Asılsız gölgelerin
Nazarında bir çiy tanesi,
Yola dökmüşüm de yola gelmemişim
Susmuşum da girizgâhında hikâyenin
Eşlik etmemişsin.
Ne gam sevgili,
Doyamazken aşka varsın satılsın duygular bitpazarında
Elbet satarım ben de eskileri devrik günlerin hükmünde
Kayarken ayağımın altındaki zemin.
Varsıl bir ömür benimki hatta hengâme
Tüm yetisizliğim nazarında külfet bildiğin.
Konuşlandığım şu izbelerde görmezden geldiğin
En sefil en pejmürde ve kılıksız bir derviş
Ağırlarken gönül dostlarını bağrında;
Sığdıramadığım ne çok duygu ne çok yarım tümce
Iskaladığım ve tefekkürü nimet bildiğim.
Yalın ve yalansız hangi aşk kaldı da
Zimmetliyiz evrene o kilidi kırıp da buyur edemezken
Aşkı, sevgiyi.
Bilumum yalıtılmışlığımızda saklı rüyalar iken
Yaşattığımız yaşamaya doymadan sona eren
Kaçıncı hikâye kim bilir.
Damıttığım şu hüznü pelesenk yaptım bir kez
Bir kere bile bakmadın yüzüne bilinmezliği
Hor görüp sığındığın
Sığdıramadığım yere göğe.
Neye delalet ise
Ne kaderin cilvesi
Ne hükümsüz bir yaradılış
Nazarında değmeyeceğini bildiğim
Kaçıncı yok oluş.
Bilirim beyhude bir düş benimki
Körelirken zaman ve mekân
Kaçtığım ne varsa
Hatta sen belki de en korkutucu rüya
Serzenişi hak etmesem de
Yürekte saklı inan ki en derin yara:
Ses etmem bu yüzden
Ne gelir elden, demek kadar hicap duyduğum
Sen dilediğini söyle.
5.0
100% (23)