27
Yorum
43
Beğeni
5,0
Puan
2437
Okunma

Öylece yaşıyorum, öyle sessiz sedasız
Gönlümün duvarında yalnızlık sebil olur
Dudaklarımda sükût gökyüzüm hep nidasız
İçimdeki çığlıklar, suskun ebabil olur
Ne vakit söz söylesem, dilime düşer ahım
Suskunluğu resmeder gönlümdeki dergâhım
Bu karmaşa içinde, yapayalnız dururken
Kimseye etmem sitem, kendi dünyamda savaş
Sessizliğin gölgesi yüreğime vururken
Bilinmez bir diyara giderim yavaş yavaş
Hüzün ile izledim, gördüğüm hayatımı
Ne yapsam çözemedim kördüğüm hayatımı
Acıyla dolar içim, hayat denen çizginin;
Bahçemde çiçekleri soldurduğu zamanlar
İki damla yaş düşer, hüzünlü bir ezginin;
Kalbimdeki boşluğu doldurduğu zamanlar
Hayatın anlamını yıllar var ki aradım
İçimdeki dehlizi taradım adım adım
Yürürüm rıhtımların en kuytu köşesinden
Benim gibi suskunu bakışından anlarım
Ürperirim denizin gösterişli sesinden
Dalgaların gücünü akışından anlarım
Gecenin gölgesinde dans ediyorken deniz
Benliğimi doldurur geçmişten gelen bir iz
Tepelerin ardından gün doğar sabahları
İçimde sönük kalır penceremdeki güneş
Toplasam elimdeki biriken eyvahları
Bütün bu pişmanlıklar sanki gökyüzüne eş
Esen rüzgâr dokunur, gönlüme ılık ılık
Benliğime sarılmış bu dört mevsim yalnızlık
Ne zaman insanlara gönlü açmak istesem
Sahte bakan yüzlerin gülüşünden korkarım
İçimdeki kendimden öyle kaçmak istesem
Gönlümdeki kuşların ölüşünden korkarım
Korkarım yıldızların kayıp geçtiği andan
Gecelerin kâbusa, dönüştüğü zamandan
Öylece yaşıyorum, öyle sessiz sedasız
Kendi halinde durur kimsesiz bakışlarım
Dudaklarımda sükût gökyüzüm hep nidasız
En başa geri döner, hayata akışlarım
Zamansızca yorgunum zamansızca dargınım
Öylesine apansız, öylesine kırgınım.
5.0
100% (33)