9. Bölüm final
...............

Listenin her mısrasını kuşatmıştı yıldızlar
İçin de; Rabia’nın gözleri, Davut’un sözleri esiyordu.

"daha kaç ardıç hayatını idam edecekti kalemlere
Ya da ne kadar hayat verecekti yürekten damlayan mürekkeplere
O şahitti ve dudakların da sadece (eşhedü) süzülüyordu.
İnadına mutluluk diye haykıracak kadar cesurdu.
Evet haklıydı, aşk mutluydu iki gencin gözlerin de"

-Ey zaman! kavuştur bizi!
Sen sefkatsizlerden en şefkatsizisin
Hakikatlerin en sahtesisin
Lakin iman dolu bir sabrın var ey zaman.

Rabia, Davud’un göğsünde uyuyan bir prenses
Devri geçmiş bir an, unutulmaz yaşanan bir zaman

Davut, Rabia’nın ruhun da okyanus kadar bir nokta
Kalabalık suların görünmez şehri.

Ağla ey gökyüzü, şehvet dolu dakikaların güssül vakti.
Nikahın da helalle dolu minik bir beden doğacak,
Adı Güneş olacak, yıldızlar kuşatacak çıplak bedenini.
Ve iki aşk gezegeni yine çarpışacak ardıcın gölgesin de.
Bir minik beden daha süzülecek
Adı Umut olacak!
Güneşin gölgeleri, güneşin umutlarıyla akacak zamana.
Derken zaman yaşlanacak,
Duyguların çizgileri, ardıcın dalların dan, bir çif baston peydah edecek.
Ölüm yaklaştığın da, ayrılık kavuşturacak, cennet köşkünün demli sarayların da.

SON

NOT: güneşin gölgeleri şiirinin, dokuz serilik
bölümlerinin dokuz bölümüne de, uğur böceğini
layık gören edebiyat defterine teşekkür ediyorum.
Ve beni yalnız bırakmayan, şiire gönül veren
şair dostlarıma da, ayrıca şükranlarımı bir borç biliyorum.
Ağustos sıcaklarının gölgesin de
düş kurmanız dileğiyle esenlikler dilerim.
Yaşlanan duygularınızın kiymetini bilin.
Sonsuz saygılarımla....

Ferit ali karasu
.