1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1516
Okunma

Dem oldu, gün doğarken kurudu gözyaşlarım
Dem oldu, gün batarken terledi dudaklarım
Dem oldu çay hazır derken yalnızlık şarkılarım
Çay kaşığı derine vurdukça bardağımda!
Nakaratta takılan bozuk bir plak gibi
Yedi bitirdi beynimi döndükçe bardağımda!
Şeker gibi eridi o selde anılarım…
Bir kahve yaptım kendime adı yorgunluk olan
Ben balkonda seyir için soğutuyordum onu
İçtiğimde ağzıma küfür gibi yapışan
Telvesinde buluyordum yaşattığın duyguyu…
Dem oldu, gece gece baykuş gibi öttüm ben
Rüzgar olup evine sere serpe estim ben
Saçlarımdan köprü yapıp pencerene yürürken
Odandaki gölgeler kaydırdı ayağımı
Biri sendin biri kimse benden az toplucaydı!
Koşan bendim soluğundan hayatı tükürerek!
Duran bendim soluğunda boğulan titreyerek!
Gören bendim ışıkları gözlerini silerek...
Yaşım kurudu o dem yağmura rest çekerek
Ağlayan kısrak bendim dörtnala düz giderek…
Şimdi kainat otursa kucağımda bol yer var
Yüreğimde bağrı yanık yüreklerden çok köy var
Beyaz çarşaf üzerinde suçlu saç tellerinden
Başıma ördüğünüz çifter çifter çoraplar….
Seni kendi vicdanından bile tekmeyle kovar!
Bakır cezvem! ne söylesem nereden düne dönsem
Bugünümü almıyor kafam o kadar sersem…
Şimdi kapımda saç baş yolan ağlayan adam!
Bir kahve yaptım kendime adı ihanet olan
Denize döktüm onu
Kırk yıl orada yıkan!...
Çünkü midem almıyor ne kadar da çok sevsem…!
5.0
100% (5)