1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
779
Okunma

Acıdan daha keskin bir his var mı?
Kıyamete kadar uzanan bir destan bu
Ve yeryüzünün kalbinde saklanan bir şeytan gibi
Boynuzlarında ağlarız biz anlamadan
Kaybolmadan yaşarız bu boşluğu
Unut içinde çürümüş fani hoşluğu
Tut ellerinden yarının, ölüm kıyamet
Kıyamete yetmeyen ömürse kendi bitecek...
Hiç olmadan dokun sevdanın külden kalbine
Griye bulaşan gözlerine bir merhem sürme
İnanma ne söylerse söylesin yalancı dostun
Aldatır kırmızı dilden çıkan her nağme
Her vurgu, her ton, her çığlık yanıltır seni
Vurmasınlar acıtmasınlar bomboş enseni
Koru duvarlardan gölgeni dokunmasın
İçinde yaşadığın özlem yeter senin ellerine
Kül rengi bir vuslat bu dem seni ağlatıyorsa
Güldürmez inan ki her gün aşk sümbülleri o başka...
Ve cümlesine nihayet duyurdum cümlelerimi
Kulaklarını açtım ama boşluklar dolmuyor bu cahil ne yapsa...
Minareye yükselir bu gece saçlarımın ucu
Rengarenk oluverir yastığımın süsü
Ve ezanlar okunurken sıçradığım uyku
Bir hesabı verilmesi gereken mevzudur bana
Kim sebep olabilir benim senli rüyama..
İşte o gelsin sabahın köründe kapıma
Ben dimdik duracağım bir ömür sensin yolum
Yürüyeceğim yüreğimdeki aşkın yorgun ayaklarıyla...
Ecel teri hüzün dolu akarken alnımdan
Koparmaya kıyamıyor azrail
Can gülümü beden dalından...
Kırmızı elma gibi atarken kalbim
Senin adını çoğaltıyor ruhum her daim...
Bir kaç saniye mühlet istemeye dudaklarım
Tam dokunacakken kesildi ömür ağacım...
Sen geride kalırken elvedasız giden ben
Öldüğümde anlıyorum
Meğer ne boşmuşsun sen....
5.0
100% (4)