5
Yorum
23
Beğeni
0,0
Puan
1637
Okunma

Bir bavula sığdı her şey.
Hüznüm özü anlaşılmamış bir Pervari gecesinde,
Gıyabında tevkif verilmiş bir kaçak.
Sol cebimde yarı unutulmuş bir sevinç.
Bütün cerahatiyle vururken hücrelerimi,
Piç değildi içimdeki gülücük.
Beynim dağılmış Pazar yeri gibi,
Dünü yaza yaza çürüttüm
Bu günü öve öve bitiremiyorum.
İnancım rahminden düşürdü tüm realiteleri.
Sancılı bir kanamayla.
Peltek bir palyaço götüyle güldü bana,
Gözlerim mermi gibi deldi
Hücremin tavanını,
Kati ve tek manzaramdı elbet,
Bazen siluetini sığdırdığım.
Sesine uyanıyorum nöbetçi hüznümün,
Bilincim hala yan odada horlayan bir yaşlı gibi uyuyor.
Sana yetişemiyorum.
Zamanın eli kolu bir birine giriyor.
Sabaha günaydınla başlıyor haber bültenleri,
Spikerin gözleri umut doluyor.
Tüccarlar hala borsayı kovalıyor.
Biri Atatürk’ü yazıyor.
Demir yumruğuyla bir genç Che’yi…
Ben hala sende yarımım.
Diğer yarım,
Bir masalda sahte kahraman.
Bir pazılın parçaları gibi ayrı her yanım.
Toplayabilirsem gözlerine taktığım gülücüğü,
Söz veriyorum.
Bütün resimlerde güleceğim.
Belki aşkım ölçeklenecek,
Belki yüreğinin atlasında bir deniz kenarına yerleşir hayat.
Bir banka oturur,
Ayaklarını suya koyar, ellerini omzuna,
Bir sigara yakar,
Bunca mevzuatın arasında
Kelebeğin ömründen konuşuruz belki.
Ben giderken biraz ölmüştüm…