5
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
1705
Okunma

taş attı
karşı kıyıya daldı
baktı
içi ne güzel
dibinde yankılanan bir ses yok
değiştirmedi
aynı dalgınlıkla devam etti
sular taşları yonttukça içerlendi
beş on balık
ilerlediler karanlığa doğru
yüzünü görmeye gel
şimdi durgun bir akşam
yorulmuş dalgaların sakin göğsünde
yalpalayan bir geçmiş var
duymuyor musun
anlama sakın beni
kendi tenine değen elini
çekil
sakin ol ve dışa vur
seni tanıyabilelim göğsünün ağrısından
ve çağrısı alıngan bir nehir olsun şimdi
duymuyor musun
düşüncelerle doluyor kalbim
değişmedi bak
ölür ölmez kanatları göğe değen
dik bir sesle buyurdunuz
oysa siz yoktunuz
ay ışığıyla sonu gelmez şarkılar söyleyen
günlerle avuttunuz sonsuzluğu
yalvar yakar olsun ilk istediğin
seni seven geceden uzak dur
tanısın tanrı benliğindeki suyu
kanasın kanadı beyaz bulutlar
de ki artık ben yokum
ölü kelimelerle uğraşıyorum
kapılıp gidiyoruz sönünceye dek aşkımız
vişneleri çürük mezarlar
bağışlanıyor çocukların ellerinde.