Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
Oğuz Can Hayali
Oğuz Can Hayali

HAYDARPAŞA GAR OTELI 5

Yorum

HAYDARPAŞA GAR OTELI 5

( 2 kişi )

2

Yorum

2

Beğeni

5,0

Puan

1180

Okunma

HAYDARPAŞA GAR OTELI 5

Yaşam
Geçmiş ve Gelecek adlı
iki Tepe arası
Gerçeğin gerdiği bir İptir,
bizse
İp cambazı.

"- Kıldan ince, Kılıçtan keskin,
Sırat Köprüsü gibi
sağ Omuzumuzda Sevap, solda taşıyarak Günahları,
Sırtımızda kestiğimiz Kurbanlarla
geçeriz bu Yolu..."
desem inanırsınızda,
neden büzülür yine
kinayeli Dudaklarınızın Ucu,
"İp Cambazı" dediğimde
size.

Oysa
sağlam ve güvenceli Denge Sırığı Elimizde
Hayal denen İp üstünde
bir Tepeden öbürüne,
düşmeden
çarpmadan Dibe
Sona varırız.
Biter Rüya
uyanırız.

Uyku,
içine daldığım bir Sinama Kutusu.
Rüya,
Kafatasımda bir Bulgu.
Hayal,
önümdeki Perde.
Gözlerim kapalı yada açık Yorgan altında,
her Yer karanlık.
Ben, kendimin tek Seyircisiyim artık.

Düşmeden İpten,
çarpmadan Dibe
Bilgi-Tecrübe-Denge ve Hünerimle;
"- İleri gitmeliyim!"
dedi Haydarpaşa Garı;
"- Der mi?"
Hayal bu neden demesin?
Der!

Birinci Bölüm;
B İ R İ N C İ K A T

Tamamı 342 Odanın, 32’si birinci Katta, sağda,
-oturup saymadım-
soldaki diğer 32’si ise
iç Avluya açık ve loştur.
Çoğu belkide boştur,
117 No.lu Odanın dışında.

117 Numaralı Oda,
üstü 3 Asma Kilirtli.
Tahminimce,
-içini görmedim-
Ardiye.
Görende, yok denecek kadar az,
önünde duralım biraz.
Rivayete göre içi
Tahtakurusu Cenneti.
Eski Tahta Raflar Evrak dolu Tavana kadar.
Etrafta Küf Kokusu,
Tafta-Rülolar,
solmuş Haritalar,
yıpranmış Yol-Hat-Köprü-İstasyon Pilanları,
ve Devlet Demir Yolu Arazi Tapuları var.

Efendim, Fi Tarhnde İstanbul’da,
zannımca 1874, Defterdarlık yanınca,
Bab-ı Ali, Sirkeci, Gülhane arası
-O Günün Hazine, Vakıf, Maliye Dairesi-
bugünki Tapu ve Maliye Binası.
Yanmış bütün Arazi Varakaları, Tapu Tutanakları.
Yanmış mı 1972’de de tekrar, Faili Meçhul, Sebebi bilinmez,
Kopyalarıda yokmuş.
Ne mi olmuş?
Rivayete göre
Arazilerde
"Yanmış, bitmiş, Kül olmuş.

Bu üstü 3 asma Kilitli, 117 No.lu Kapı ardındaki
loş Odada duran gizli bir Rafta,
Kül olan Hazine Arazi Tapularının Kopyaları ve Paftaları varmış;
1906 Yılında 2525 Metrekare,
bugün Kapalı Gar Binasıyla birlikte 3836 Metrekare kadarmış.
Kanıt olsun diye Pafta-Pata
yanmamış burada saklı
Kayıtlı-Mühürlü-Fermanlı
bu Arazinin Kopyaları.

Gerçek yada Yalandır,
hatta Hayal-Rüya-falan filandır,
ilgilendirmez beni!
Ki, bu iş Savcı ve Hakimin İşi.
Özelleştirilirse bu Belde,
Belgeler açıklanacak,
Kanun-Takip-Mahkeme,
Kalan-Talan ortaya çıkacaktır,
buda başka Hikaye!

Bölüm 2,
-Birinci Katın içe bakan yanı-
AVLU;

Fuar İdaresi Büroları, Arşiv-Müracaat-Bekleme ve Ofis Malzeme Odalarıyla dolu.
brinci Katın dışa bakan yanı.
İçte kalan Tarafta;
İşçi Dinlenme Yeri, Giyim Dolapları, Personal ve Ziyaretçi Tuvaletleri.
Ortadaki Boşlukta
birde Cam Damlı Avlu.
-hatırlarım Rüyamda-()
Taban,
parlak Granit Mermer Taşlı ortada,
4-Kol-üstü, Çelik-yuvar sıra-sıra Sütunlar yüksek Tavanı sırtlar,
üstü bombe çep-çevre, dilim-dilim Baklava,
Cam Dam Süzgeç gibi süzüyor
kare-kare Çerçeve, Plastik açık mavi.

Şeffaf Cam Asansörler,
Katları bağlayan çelik-Asma-Köprüler,
Baş aşşağı dönüp-kayıp-dolanan Yangın Merdiveni,
Aydın ferah Mekanlar,
bir Alman Mimarın kazandığı Resterasyon Projesinde
-eğer merak ettiyseniz-
bunların hepsi var.

Şimdi çıkalım dışarı ve varalım Birinci Kata.
-avluyu az sonra tekrar ziyaret edeceğiz ya!-
Yerler eski Döşeme Tahta, Kestane-Gürgen.
iki Kanatlı Kaplar, Kapı ardı Odalar.
Odalarda;
Döküm saray Sobası, Başı Taçlı Dolaplar, oymalı Raflar,
Devlet Demir Yolu Armalı,
-iki Kanatlı Raya konmuş, uçmaya hazır Teker-
Kemerli El Yapımı, döküm Camlı, Mermer Raflı Pencere,
Önünde marmara Denizi var,
Yassı ve Hayırsız Adaya bakar,
uzun bir Dalgakıran,
bir İskele, bir Büfe, dosça uçan Martılar.

Üçüncü Bölüm;
KIZ KULESİ ve SELİMİYE KIŞLASI

Kışla
sarı yüksek Duvarlı,
dört köşe kocaman Kale.
Bakışır Gündüz-gece
-daha doğrusu Geceleyin, gizlice-
Kimi Gurbet Yolu gözler, Hasret dolu Er Gözleri,
kimi bekler Teskere,
kimi bakar Haydarpaşa Garı’na
Kimi dün geldiği,
gideceği Yarına.

Bu Kışlada bir Hikaye;
Aynı Yılda, Aynı Devrede
iki amcaoğlu vedalaşmışlar Haydarpaşa Gar’ında.
İki ayrı Kapıdan girmiş,
iki Yılda Terhis gelmiş,
iki ayrı Kapıdan çıkmışlar.
İki amcaoğlu iki yıl aynı Yerde yaşamış, iki Yıl Askerlik yapmış,
Kışla onca büyükmüş ki
bir kere bile karşılaşmamış!

Kışla ünü Rıhtım, Silo, Depo Binaları.
Gemiler Rıhtıma bağlı,
Sivri Kafalı, Örümcek Ayaklı, Demir Pençeli, uzun Tırnaklı Vinçler,
Avını kapmaya hazır bekler
Hergün doğurur Gebe Şilepler.

Kız Kulesi
beyaz İnci
gümüş altın,
Fildişi Gerdanlığı Boğazın.
Adını Endamından alır,
küçük bir Hikayesi vardır;
İstanbul eskiden Kostantinopolis imiş Doğu Roma’da
Kahinler Bizans İmparatoruna;
"- Kızın Yılan sokmasıyla ölecek!" demiş.
O biricikte öyle güzelmiş ki, Göz Nuru Babasının,
Babasını Canı gibi severmiş.
Emir Kıraldan gelmiş;
"- Boğaza bir Ada kurun, üstüne Kule koyun,
Adada Kızım otursun, Korunsun!"
Emir-Emirdir,
Yılan yüzemez, bilinir. Anca Karadan sürünerek gelir.
Kehaneti önlemek için dikmişler Kuleyi, Denizin ortasına.
Ama Kader durmamış, saklanmış Meyva Sepeti arasına,
sokup Pirensesin Canını almış,
Adıda Kız Kulesi kalmış.

Kıyıda eski Harem pilajı, Salacak Sandal İskelesi,
Rıhtım Gezi Sahası, Çamlık Sırtı Kahvesi
ve
Bacakları burma Döküm, Sırt ve Oturakları Tahta, koyu Yeşil Bankları ile
küçük bir Koru,
4-Gözlü-Camlı, Tepesi Küllahlı, Gemici Feneri gibi Elektrik Lambaları
aydınlatıyor Yolu.

Haydarpaşa Gar’ı, 4 Katlı 342 Odalı, Barok Esintili neo-Klasik Yapı,
Ana Gar.
Önünde üç küçük uzun ve dar Merdivenler var.
Usta Şair Nazım Hikmet burada
Memleketimden İnsan Manzaraları’na şöyle başlar;
" Haydarpaşa Garında,
1941 Yılında
Saat onbeş,
Merdivenlerin üstünde Güneş, yorgunluk ve telaş.
Bir Adam Merdivenlerde duruyor
birşeyler düşünerek
zayıf
korkak
Burnu sivri ve uzun, Yanaklarının üstü çopur
Merdivendeki Adam
-Galip Usta-
tuhaf şeyler düşünmekle meşhurdur.

Denizde balık Kokusuyla,
Döşemelerde Tahtakurusuyla gelir,
Haydarpaşa Garında Bahar.

Sepetler ve Heybeler
Merdivenlerden inip
Merdivenleri çıkıp
Merdivenleri tutuyorlar.

Polisin yanında bir Çocuk
-tahminen beş Yaşında-
iniyor Merdivenleri.
Nüfusta Kaydı yok,
fakat İsmi Kemal.

Merdivenleri bir Heybe çıkıyordu.
Yapayalnızdı
-Kundurasız Gömleksiz-
ortasında Kainatın-
açlığından başka birşey hatırlamıyor
birde Hayal-meyal
karanlık bir Yerde bir Kadın.

Merdivenleri çıkan Heybenin
kırmızı-mavi-siyah Nakışları.
Ata, Katıra, Yaylıya binerdi eskiden Heybeler,
şimdi Şimendiferlere biniyorlar.

Çaşaflı şişman Adviye Hanm
Merdivenlerin üstünde Güneş
bir boy yeşil Soğan
ve bir İnsan
Ahmet Onbaşı.

Merdivenlerden bir Kız çıkıyordu
Çorata çalışır
-Tophane Caddesi, Galata-

Sepetler Heybeler
Merdivenleri inip,
Merdivenleri çıkıp,
Merdivenlerde duruyorlar.

Merdivenleri Mahkümlar çıkıyordu
şakalaşıp
gülüşerek
üçü Erkek
biri Kadın,
Erkekler Kelepçeli, Kadın Kelepçesiz,
Jandarma Süngülü.

Merdivenler üstünde bir Kayısı Gülü,
bir Cigara Paketi,
bir Gazete Kaadı.

Üç bayan çıkar Merdivenleri koşarak
-sivri Küllahlarıyla
mantar İskarpinleriyle-
Banliyo Yolcusu.

Merdivenlerde Güneş
yorgunluk ve telaş
ve Altın Boyunlu Kelebek Ölüsü var.
Kocaman İnsan Ayaklarına aldırmadan
bembeyaz, upuzun Taşın üstünde
taşıyor Karıncalar
Kelebeğin Ölüsünü.


Üç Küçük uzun ve dar
Merdivene
nasıl sığar
bunca Hikaye,
bunca İnsan bu kadar?

Kalemin Ucu Kurşun,
Kalemin Ucu Kör-Kömür,
Kalemin Ucu İspirto-Boya,
Kalemin Ucu Zamanın Dijital Bit’i,
bir bulaşmaya göre beyaz Kağıda,
silemezin bu (B)iti.

(
) İnternetten bir Alman Mimarın Kazandığı Restarasyon Projesini görebilirsiniz.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Haydarpaşa gar otelı 5 Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Haydarpaşa gar otelı 5 şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HAYDARPAŞA GAR OTELI 5 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Gülşah Dağlı
Gülşah Dağlı, @gulsah-dagli
1.6.2015 13:41:07
5 puan verdi
Tebrik ediyorum. Selam ve dua ile. Hayırlı kandiller
AZAP
AZAP, @azap
1.6.2015 12:12:14
5 puan verdi
duygu dolu gönül sesini kutlar mübarek beraat kandiliniz hayırlara vesile olsun...sevgiler sunarım dost...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL