7
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
2288
Okunma


Gözlerimde biriktirdiğim kasım grisi bulutlarla
Bir cenaze törenindeyim
Kelimelere helal edip hakkımı
Issızlığın ortasında sıkışmış yüreğimle
Öfkemin mutluluğunu izliyorum…
Ellerimi yakıyorum göz sularıyla tüm yaralı serçelerin
Adımın aralandığı perdelerde irkiliyorum yansımdan
Aynalara ruhsuz gelip kendimsiz gidişlerimi umursamamaktan yorgun olsamda
İyi ediyor toprak kokusu beni
Kirlendi biliyorum toprak ayak izlerinden
Kirlendi karınca yuvaları...
Ki koşmaya kalksam çelme takar karınca sürüleri…
Seslerini duyuyorum istemesem de takvim sayfalarında yanılgıların
Bir o kadarda dağlanmış dilimden itihara meyilli ah ile hasbihal oluyorum
Ayaklarımı değdirmeden yere
Aklımdan düşüyor suskunluğum…
Yorgunum evet
İçimde divane bir kelime kıyımı
Kanadıkça pişkin bir tik yerleşiyor mimiklerime
Müzmin umutlar durağında
Eksilmiş virgüller not defterimde…
Şiirden vazgeçmek istiyorum
Vazgeçmek istiyorum evet ifşa etmekten yüreğimi
Aynı cümleleri yurt edinmekten
Sığınmaktan babamın alın kırışığına
Soğuk sütunlar arasında anlatmaktan
Yalan yanlış polyanna hallerimi…
Biliyorum ,
Tarifsiz suskunluklarla esen bir deli rüzgarım
Soğuk sütunları yalayan…
Lakin,
Üvey artık kelimeler bana
Kefenini örtemesem de
Bıktım emir kiplerinden takvimlerin
Şakaklarıma kar düşen saatlerden…
Diyorum ki ;
Kızılcık şerbeti kokusu nefesimde olsa da
Ölmezden gelip
Çiçek olacağım artık
1
2
3
Şiirtıp…
HzlKRDĞ