Bu gün günler den yokluğun
Duvarların taze doğan güneşe
Su kabarcığı döktüğü zamanda
Zemheri bir mevsimin
Çıplak yüzüne dokunuyor ellerim
Serçelerin sıcacık nefeslerinde
Hayata sarılan yapraklar misali
Titriyor bedenim
Ürkek soluyor nefesim
Biliyorum ki
Vuslatı haram bu sevmelerin
Ateş ve sudan ibaret
İki ömürlük dünyada
Bitmeyen uhdesisin yüreğimin




Bugün günler den yokluğun
Münzevi sözcükler
Koşar adım peydahlanıyor dudaklarımda
Uçurumları kestiriyorum gözlerimde
Kirpiklerimin en ücrasında salınan umutlara
Kâğıttan uçaklar mesafesince
Bir duvardan öteki duvara kadar yürüyüşlerim
Tik tak ritimli saat
Dört kapı sesi
Damlayan bir musluk konçertosunda




Bugün günlerden yokluğun
Bir urgan kıvrımında gezinen
Ölümler var aklımda
Bir sandalye
Belki bir masa
Allah’ın rızasına inancım da olmasa
Ah şu ellerim
Cehennemi tutuşturabilir bir kibritin ucunda
Boşluğu tırmalayan düşkün bakışlarımla
İlâhî buyruğa elbet boyun bükecek başım
Uyanamadığım bir sabahımda
Yine sen olmayacaksın yanımda
Toprağımda açacak rengârenk çiçekler
Merhaba diyeceğim her baharda
Sevdiğim merhaba
Bu gün günlerden yine yokluğun...


Muharrem KÜÇÜK