3
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
2082
Okunma

Gel Zeyn
Gel ki adımların Hızır’ın ayaklarında bereket olsun
bir bir umut düşürsün
toprakları arşınlayan tomurcuklara
Güneş aldığın her nefes
verdiğin her nefeste
Ziyâ’lar doğursun step’lerin ana kucağında
Ve ne kadar kızıl şafak
ne kadar tükenmişlik varsa
Mazlum olan sesin dua silahıdır
yüreğin ellerin
tut her birini sıkıca
tut alnından karışla
Ki
Çocuklar korkusuzca gülümsesin
Gözlerini yummadan ufuklara
Gel Zeyn
Gel ki dağı taşı parsellenmiş şehirlerin eteklerinde
yamalar sökülsün
Gamzelerinde gizlenen gülüşünden bir tebessüm lûtfet
Göğüs kafesi beton yaralarla açılan renkler
Kuşlar misali gökyüzün de süzülsün
Ezânların
yalnızlığımı ciğerlerimde hançerlediği vakitlerde
Baş döndüren hızla genleşen koca
koskoca bir boşlukta
Şelpeler le inleyen sazın teli gibi aklıma düşmelerin
Ve bilmelisin ki
bu benim kefen giyinmiş halim
Gel resimlerin yıpranan kenarlarında
gözlerine eğreti mutluluk sürmeleyen yetim
sofraların dövülen
itilen
hor görülen elleri Zeyn
Gel
Avam tabakandan kaçak bir türkü fısılda kulaklarıma
Zulüm rüzgârında uçuşan sakallarım aklansın
Merhamet’in ecel terini döker iken dünya
isyankâr reddedilmiş sözcükler sür dudaklarıma
Son bir damla göz yaşına şahit olan
Yasin hürmetine
Su niyetine gel Zeyn
Gel...
Muharrem KÜÇÜK
Yüreği ve nefesi ile şiirime eşsiz lezzet katan
Mehmet NALBANT hocama
Sonsuz Teşekkürlerimle...