1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1426
Okunma

Dinle, şimdi sen varsın İsmail’in yerinde
Bir bıçak bileniyor, çarklarında zamanın
Benliğin yüzülecek ruhun beraberinde
Tam gözleri önünde bütün ehl-i semanın
Boşuna semadan koç bekleme, ey maskara
Ruhun göğe çıkacak gül kanlara boyanmış
Et, kemik her ne varsa, paylaşacak fukara
Onu pişirmek için, çoktan bir ateş yanmış
Gördüğün karelere »yalan« desin bir insan
O gün ağlayacaksın, hemi de tam dört saat
Seni derd u gama, gark edecek son haziran
Kabuğu çatlatınca, »zakkum« gibi hakikat
Diz çöktüğün toprakta, büyük iz bırakacak!
Gözlerinden damlayan katran gibi günahın
Etrafında duranlar, şaşkın şaşkın bakacak
Tebessümle bitecek masum meded nigahın
Yine de korkuyorsun, değil mi, ey maskara?
Sen de haklısın; çünkü mucize bekleyen çok
Bir avuç insana, en son rahim, bir mağara
Heyhat ki hâlâ ona doğru emekleyen yok
5.0
100% (1)