1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1131
Okunma

Bir gün heybesini sırtına yükleyip bir sevda gidecek bu şehirden
Bıkmış, usanmış olacak ismini ağzına sakız edenlerden
Öyle bir ümidini kesmiş olacak ki bu şehirden, geriye bile bakmayacak giderken
Bir gün kaçar gibi seri adımlarla bir sevda gidecek bu şehirden
Kimse duymayacak, görmeyecek, hissetmeyecek
Bir ben keseceğim yolunu, fakat o sırtımı sıvazlayıp gidecek
Bir gün bir aşık ağlayacak soğuk kaldırımlarda, çocuk gibi hıçkırıklarla
Ezilmiş, kırılmış olacak ağlayacak sol tarafındaki yaraya
Gökyüzünden inen damlalar gizleyecek gözyaşlarını o aşığın
Şefkatine sığınacak o buz gibi, o hissiz kaldırımların
Kimse duymayacak, görmeyecek, hissetmeyecek
Yine ben teselli edeceğim oradaki kendimi, fakat kâr etmeyecek
Bir gün bir sevda yanaşacak uçurumun kenarına
Bıkmış usanmış olacak maskelerden, dost olmak isteyecek kayalara
Uçurum dibindeki kayalara ulaşmak için yol kat etmesi gerekecek
En yakın yol ise oradan atlamak gelecek
Hiçbiriniz duymayacak görmeyecek hissetmeyecek
Bir ben göreceğim, elimden de hiçbirşey gelmeyecek
Bir günün ortasında karanlık çökecek bu şehre
Bunca gözyaşına rağmen doğmaya utanacak güneş, çekilecek köşeye
Yıldızlardan da yansımayacak ışığı güneşin karanlıkta kalacak bu şehir
Bir daha ne zaman doğacak, yahut bir daha doğacak mı kim bilir
Kimse duymayacak, görmeyecek, hissetmeyecek
Bu karanlık, gün ortasında birtek bana çökecek
Ve bir gün kalp parçalanacak bu şehirde kan revan
Zerresine kadar işleyen aşk süzülecek yerlere, her bir parçasından
Bu şehir yas tutacak o gün, gökyüzü ağlayacak
İşte o gün sanırım bu şehirde güllerde solacak
Herkes duyacak, görecek ve de hissedecek
Bu defa ben göremeyeceğim, o sırada kalpsiz kalan bedenim kefenlenecek
Murat BÜYÜK
21:15
07.04.2015
5.0
100% (2)