7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1259
Okunma
Ayrılıklar sıralanır yaşamın eşiğine
Eskinin özlemleri alevlenir
Çocuk gözlerine yerleşmiş tasalar
Bir yanma ki tiz sesiyle çığlıklar
Eski şarkılar gibi çöker içine...
Çarpan yüreğinde sonbahar çöreklenir
Yaprak dökümü başlar sarı, kırmızı renklerde...
Bir ayna tutar sana yaşam;
Her seferinde ayrı bir yüzünü görürsün
Bilmediğin senler sıralanır
Alnında tebessüm sarısı bir hayat
Ne zaman aklaşır saçlar o zaman anlarsın
Aynaların sana yalan söylediğini
Ömrün yıldız kayması kadar olduğunu
Geride kalır yıllar dediğin yaşın
Oysa ölüme koşarsın anlamadan
Ne büyük aşklar kalır, ne özlemler
Ellerinde titremeye başlar yüreğin
Keşkeler büyüttüğün geceler
Kararır düşer, mehtap saklanır
Güneşe bakamaz olur yorgun gözlerin
Yaşadıkların kadar yaşarır...
Bilirsin sana verilen replikler son bulur
O yüzden boş dersin hayata
Zaten yoktu dersin...
Alnındaki çizgileri saymazsan!
Teninde yaşlanır sevmişlikler
Bir tek gözleri değişmez insanın
Bir de dünyaya attığı parmak izi..!
Oysa ölümsüzlüğü bahşetmişti yaradan
Hayat deneni....
İnsan şeytana sattığı an ölmüştü insan...
Hüznün tasını asmıştı boynuna,
Durmadan dolup boşalan...
Bu yüzden ağlamana hiç şaşma ey insan!