4
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
2215
Okunma

senden sonra…
Farklı doku/nuyor kelimelere parmak uçlarım ve zorluyor beni bilmem kaç zamAnlı heceler ki peki o biçimsiz işaretlere ne demeli? söküp onları derinden, anlamlı bir cümle kurma telaşları, satır/satır sana dökülürken ki senden sonra, tüm boşluklarıma akıyor ırmaklarım. bil/iyorum keskin bir süreç bu/devrim…iç-sel ayaklanma..bir hayat avareliği gibi soluk alma biçimi/ hırıltılı ve derin/ıslak sırılsıklam odaklanma anı ki büyür bebekleri g¬özlerimin, güzel haller arifesinde, sana doğru yaptığım o yolculukta mekaAnsız/zamanSız.. her virgül çakıl taşı olur derinlerinde okyanusun ve ses/lenişler nokta..iksir değil bu sır da..konu sen olunca büyüsü düşer harflere kokunun ve genişler yüreğimin hacimleri seni çekmek için/derinlerine, kendime ki yazdığımda sana/aktığımda mektup mektup, sana dökülen her harf ..su/damla ve metin/ler tutkusu olur yaşamın/tutuklusu müebbetlerde ve...........
(...)
‘’..Bir mevsim ki kanatsız
ve ben tam ortasındayım desem
inanır mı ebabil kuşları…’’
artçılarım çoğalıyor her sarsıntı sonrasında
odamda gölgeler
elsiz ve ayaksız.
kokusunu duyuyor/duyumsuyorum
yakmadığım otlarının.
kuraklık dudağımdan tenime doğru
kimsesiz kalıyorum,
en ücra köşesinde aklımın
uykusuz/
saçlarımı savuruyorum
sırtımdaki uçurumlardan
düşerken/
senin rengini tutuyorum dişlerimle/mavi
ve kanıyor tenimdeki sahipsiz kelimeler/im...
bil ki sevgilim olmayan sevgili;
sırtındaki yarı açık unuttuğun kapıları
sökebilirim ellerimle
iste/
sen iste bunu yapabilirim
tam da böyle
kırılırken kürek kemiklerin
ve miden yanarken kor
herkes gibisindir artık
herkesin olmuşum gibi ki
benzemek için bir şeye/
değiştirmek başka bir şeyi
sana benziyor değil mi?
senden ç-aldığım bir dokunuş…
silikleşiyor her şey sözlerinde
ve dokunur bu yüzden
yaşam/ın
tabirsiz rüyalarına ki
sen var etmek için kendini/
yok olana tutunursun
yok olursun,
var olurken kelimeler…
tahrik,yüksek dozlu
özlem/lerin
ve kokunun
yüreği zorlamasıyla mı başlar?
neden,
her sabah avuç içlerimde
naftalin kokusuyla uyanırım
ve neden,
her gece inatla bir akşam sefası ölüsü
yaprak yaprak düşer gözlerime?
kimindi o?
neden götürülmedi.
ki sıra dışı güdüler
hep aynı şiire düşürür bebeklerini gözlerinin
bir kaç harf dışında
asılı kalır havada mantığı ki
yüzümü dönsem duvara
kurşuna dizer misin beni bu yüzden?
bir kaç kelime daha eklesem
yokluğuna/
kısalır mı süresi kavuşmaların?
ve yüzün/ahh o yüzün
kıskanç çiçeklerin
saksısı hüzünlü sularda
saklamasına benziyor köklerini
bu gece/
dilimin ucuna kadar gelen
kekeme dudaklarımın
hiç unutmadığı bir ses/
söz/sün
ıslak ve kokular içinde
parmak uçlarımı saklıyorum
avuç içlerime
ve gömerek çizgilerine
biraz daha kader
karanlığım
diz kapaklarını okşuyor
şaşkın heveslerimin ki
düşüyorum
çukurlarına
beni al
beni yak
beni sür
kapanmasını beklediğim
yaralarıma/yarınlarıma...
(...)