5
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
937
Okunma

sensiz dinlediğim her şarkı gözlerime sitem diye yerleşir
kapanır odaya
bir kez daha ’’neden’’ soruları aklıma üşüşür.
dönmem dediğim
bir dönemecin başından
ses gelir kulağıma
tırmalar geçmişin ayak parmaklarını
çamura bulanmış ne varsa gusl eder baştan aşşağı
mezar taşları oynar yerinden
fayı kırılan hat gibi titrerim
gecenin en kör karanlığında
sen düşersin aşkın fıtratına.
ebedi bir yolculuğa çıkmışken
tünelin ucundan görünen saf ışık tutar elimi
yalnızlık kuşağından bir renk seç der
yukarıdan bakarım bize
en çok yakışan maviyi çeker örterim üstümüze
yırtılır gözü kaçmış yerinden.
ağır bir günahın bedelidir
şimdi dudağımı uçuklatan
iyileşsin diye dudağıma sürdüğüm dudakların
lal edip susturduğu günden beri kelimelerimi
hece hece yıkıyorum
çıkmayan lekesini
serbest dolaşan küfürlü ne kadar şiir varsa
beni,bizi anlatıyor
saf çocuk düşlerime
biraz daha sürüyorum palyaço gülüşlerimi.
zamansız yağan karlar altında kalan
ve fosilleşen bu sevdayı yerinden çıkarıp kırma
bırak unutulduğu gün gibi temiz kalsın
bakmaya kıyamadığın gözlerindi
son terkeden biliyorsun.
artık seni anlatan masallarım var ketum dilimde
arada şikayet etse de
ölümü sevdiren nazların
memnunum düştüğüm Yusuf kuyusundan
ha kardeş
ha sen
ne farkeder sırtımdan vurduktan sonra.
Ayvazım DENİZ