11
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
1233
Okunma

biz seninle farklı iklimlerin farklı çocuklarını sevdik.
sen elma şekeri sundun
kirli saçlarını okşayıp geçtiğin yalın ayak çocukların
gönül almanın eş anlamlısıydı
ben sevginin en katran gecelerini bıraktım
annesiz bulutlara
yağdılar yetim gözlere sessizce.
el açan minicik ellerdim ben
savaşlarda kör olan gözlerim vardı
yırtık pırtık üstüm de
dizlerim kan revan
çek ellerini başımdan
kirlenmesin o naif ellerin.
sana saraylarda
oturduğun sıcacık minderlerden
hava atmak makbuldü
doğ desen güneşine
ışıkların vurduğu yeri aydınlatırdı
üstümden sevgisizliğin en kalın hırkası
gölgelerde kalır üşürdü.
harami gülüşlerin vardı en çok
haram gönüllere uzanan
sıcacık yatağında namusun gözleri şaşı
kollarında yalan aşkların kırıntıları
vıcık vıcık ’’seni seviyorum’’ kelimesi
sessizce intihar ederdi
alnında kurşuni geceler.
bana bakıp kızgın suratlı endamını eskitme
yenilikçi duygulara hazır değil bedenim
şarap gibi sevgi umdum hayattan
yıllandıkça demlenen
tadı ağzımı bursa da
yudum yudum nefsimi körelten
saça düşen aklarla
gönlümü okşayan
bin bir gece masalı.
sen anlamazsın bu türlü okşanmayı
annesiz yüreğine çöreklenen soğukluk
içini üşüttüğünden beridir
ısınmaz sol yanın
sağ yanına yatırırsın sevdayı.
Ayvazım DENİZ