1
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1013
Okunma
kızıl gün
şuur altı dilinizde
hayallerinizi el yordamı ile görmek olanaksız
bir karanlık ki gölgesiyle karışmış
bu diyarlar hep ölü bir aşkın eseri olmalı
hatırlamıyorum kimdiniz
dudağımın tadını biliyormuş gibi şarkılar söylediniz
gecenin ışığından duygu aşıran gizli ruhum
bu çok berbat
çok yönlü bir karmaşa
yıldızları küçültsek cebimize sığar mı
duydum kulağıma fısıldadığın patlamayı
yüzümü yüzüne asıp
yetim bir taşa sarılmışım
tek tek bütün notalarını işaretliyorum gözümle
sırası gelen devriliyor bana ait
aynı hislerle rengini değiştiren utangaçlıklar
ara ara sırıtıp iki yanı bizimle örülü
eski bir şarkıya eşlik ediyor
durdurup dinliyorum zamanı
içimde yoksunluğun
sonra kime söylesem tanır geçer gibi
bilir bilmez tuhaf bir eda
biz şimdi yeni çıktık uçurumlardan hazır değiliz
kat ettiğiniz yollar eksik ve niyetsiz olmalı
bizi anlamanız için
yaprakları döndürüp durdunuz
uzun çok uzun oluyor bazen
batıp kuyuların dibine
tekrar eden sonsuzluğun acımasız ucu
bitsin
ben
sevgime döneceğim.