4
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1372
Okunma

Ben seni sabaha karşı bir şarkıda sevdim.
Bir kış gecesi rüyası gibi,
Tanrıdan aldığım kalkanımla,
Yürüdüm gözlerinin taş döşeli sokaklarına.
Gözyaşlarında ıslanırken,
Kirpiklerinin merhametine denk geldim.
Şairdim elbet seni yazacak kadar.
Yerin göğsünü yaracak kadar.
Hani bir durağı olsa,
Göğe çıkacak kadar.
Karanlıkta
Zifiri karanlıkta,
Elimde idare lambasıyla,
Mayakovski’nin oyununda,
Uygun adım bulutlara… yürüyorum.
Lili’ciğim beni sev diyordu.
Ödeşiyordu bütün acılar.
Lili’ciğim ben ölüyorum.
Ben seni sabaha karşı bir şarkıda sevdim.
Kalkıp sana gelecektim.
Üzerime ceketimi aldım.
Ellerim üşüyordu
Ceplerimi bulamadım.
Yolumu bulamadım.
Yönümü bulamadım.
Başka bir şair olsa
Çoktan saklanmıştı
Bir zamirin arkasına.
Arkası şair mezarlığı,
Anısı rüzgârın dilindeki türkü.
Nakaratını mırıldanıyordu.
“Kalbim unut bu kadını”
Denkleşiyordu bütün acılar
Bir tuf-anda ben ölüyorum.
Bir sabaha karşı…
N_Piyanist