6
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
2582
Okunma

annemin kadınlığı..!
yeni umutlarla baştan doğur beni
bu kez çatapatlar patladığında
korkmadığım çocukluğumu keşfetmek istiyorum
karınca yuvalarına çekirdek kabukları attığım zamanlar
dizlerimde acıyla toprağa serilmiş yalnızlığımdan korkardım
ama gördüğümde karıncaların kendinden ağır yüklerini
keyifli bir unutkanlıkla bastırıyordum kanayan yaralarımı
karmakarışık ihtimallerde büyüdüğüm geçiyor aklımdan
her insan gibi karanlık vicdani utanmalar öldürüyordu beni
ardımda bıraktığım sevdiklerim, benle ölüyor, benle diriliyordu
bu kentin manasızlığına gömdüğüm anlamlar kadar kaldım
kaldığım gibi soludum payıma düşen günlerimi
zavallı kavgalar arasında
yitirmek nasıl bir zulümdür bilirim
aşkın özlemleri vurduğunda şiirlerin kıyısına
ne büyük suskunluklar düşüyor boş bir kağıdın göğsüne
karalama sevginin uzaklığını gösteren
pusula kelimeler basarken yüreğime
şairlik oynayarak
sevgiliyi yaratıyorum yalnızlık macerasında
çekilen fotoğrafların
lisanı var mı diye kurduğum hayaller akıyor bilincimden
ölümün resmini çeken ellerin
o an ne düşündüğünü düşünmek yani
tankların arasında hüzün çocuklarını almak daire içine
ve flaş patlamasında
biten ömrün kısacık öz geçmişi açıklanamayan
elde kalan ne varsa hayata dair rengini yitiriyor bir zaman sonra
kuş cıvıltısı içilen bonkör aşkların satılığa çıktığı aşksızlık diriliyor
en son gördüğüm rüyanın etkisinde kaldığım sabahlarda
önceden gördüğüm rüyaları umursamıyorum
öylesine mahcup gelip gidiyor güzele dayalı ne varsa
şimdi
beklediğim umutlarımı bir kartpostal içinde verin bana
hangi kent hangi düşlerin olduğu önemli değil
hayal ettiğim kadar koşabildiğim bir gecenin
yağmurlu derinliğinde olmak yeter ruhuma
susturamadığım isyanlarım
ayaklarımdan sırtıma çarpan su birikintisi
saçlarımdan süzülen damlalar
şafak ezgileri koparan sevgili olsun
son bir çocukluk iliştirin annemin kucağına
durmaksızın özlendiğim
özlediğim
özlemler biriktirdiğim
hayat verin bana
...
bir gece çocuk uyumak yetişkin uyanmak hayat dediğin...