5
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
2447
Okunma
YORULMAK...
Şimdi ben neye inanacağım hadi söyle
Gözlerini öpmekten yoruldum
Ve beklemekten
Ekmek kokulu tıkırtılar geliyor kapı aralığından
Yalınayak bu koridorlar neden bitkin ki…
Her zeytin karası akşam neden bulaşır bu perdelere
Arap sabunlu şu yalnızlığımla konuşurken ben
Karşı komşum makarna pişirmiş
Öteki perdesini örtmüş erkenci
Sokaklarda tılsımlı gölgeler
-Her şiir belki de bu yüzden az mülteci değil mi sanki …-
Sabaha daha çok var
Tıkırtılar söyledi
Kağıttan bir gemim olsa Ankara’da
Ya da gökte yüzen bir masalım İstanbul’da…
Şimdi sevdiğim öyküler dökülüyor tenha duvarlardan
Her baktığım fotoğraf siyah beyaz kararıyor
Ben bir sokağın türküsü dinlemek istiyorum yalanız…
Ayaklarım üşüyor az
Eskiden seviştiğim kadınların koynuna giriyorum
Koyulaşmışken karanlık ne çıkar
Az çok günahkarım bende
Şarap kadar kırmızı bir dudak öpmüşsem
Tövbesi beyaz nevresimlerin suçu işte…
Hayaletlerin gelip dolaşıyor
Rüzgar aralık bir kış mevsimi kokunu getiriyor ansızın
Ay henüz ipince çizgi
Kokun sarhoş ediyor saçlarından kalma birkaç telle
Hadi yürü yüreğim sıratsa sırat…
Az durmalı tabamkada sigara
Bardakta kırmızı üzüm
Mahzende suskun mayalı hasretler
Ve ben en günahkar yanlarımla dolaşmalıyım
Ocakta
An kara da
Sokaklar da
Seni ilk gün öptüğüm gibi….
Şimdi ben neye inanacağım hadi söyle
Gözlerini öpmekten yoruldum
Ve beklemekten….
5.0
100% (11)