10
Yorum
18
Beğeni
4,9
Puan
1723
Okunma

Beni tanırsın
ayağının değdiği taştan,
yediğim ekmekten
aralık kapı arasında sevişirken gece erken göçen hüzünden
Dikince gözlerini arsızca son lokma mutluluğuma
sokağın aç kedisi olup, bölüştüğümüz o lokmadan tanırsın
Yastığımdan tanırsın
düşürdüğüm tokalardan
korktuğumda gözlerimdeki yangından
güldüğümde kanayan gizli yaramdan
Gözünden irkilerek süzülen yaştan
düştüğünde yanağında soluklanan
serpilince yatağımın en tuzsuz köşesine
gerildikçe yayında yıldızlar
çevirdikçe namlusunu yüzüme öfkemden tanırsın
Sahiplenince gökyüzünü demir bir tetik gibi
çatlak camlı pencerene kurşun sıkan aydan tanırsın
Yüzümün gölgesi düşünce duvarlardan
çakrasından soyunup gırtlağına kadar dolu küllüğe
yakıp unuttuğum sigaramdan tanırsın
Uluyan köpekler kadar suçluya muhbir
betona sarılmış kaldırımlardan çok daha çıplak
sıkı örtülmüş perdelerden yaması çirkeften
biraz şaraptan kim bilir
sahipsiz kadavradan tanırsın
yaşarken tedirgin, ölürken emekçi
Kapı eşiği, sundurma , yırtık ayakkabılarımdan
dudağıma yapışan tütün, kafesinde kanadına ağır gelen kuştan
Asıldığım yerden
solgun açan çiçekten
yıkandığında etinden arınan ölüden tanırsın
yıka ellerini gözünün tuzlu suyunda korkmadan
aldığın cesaretten beni tanırsın
Gülşah Gayret
Tekirdağ
5.0
95% (21)
2.0
5% (1)