3
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
1767
Okunma

sevgili..
istiridyede saklanmış incinin
bir şafak vakti kabuğunu kırıp çıkışıydı dirilişin
...
sevdanın dar ağacına çekilen yargısız yalnızlığımı
senin ıslak kalabalıklarında azat ettim
hürriyete dağınık saçlarının
daha taranmamış harfleriyle
yeniden çocuk olup
büyüyen aşkımın şiirlerini yazıyorum sevgili
eğer muhtemel bir tesadüfün acısıysa sensizlik
onca kırılmış kalemlerimi gömüp bulutlara
kurşun ucuyla yokluğunu tarif edeceğim artık
söz verilip sonradan bozulan sözcükleri
kimselerin umursamadığı bir zamanın sesine topladım
sarı tozların uçuştuğu patika gecelerinde
yoldan geçen rüzgarın geride kalan
ayak izlerine yazacağım hepsini
kan ile tırnak karışımı hecelerin
gayri meşru saklısında hayatı gülersin o an
ben ozan uçurumu bir yansımayla
derviş susması arasında şiir demlerim ikimize
karalama bakışlı bir coğrafya alır
hiç uçmamış düşlerin çocuk heveslerini
ve buruşturulup atılmış bir akşam üstünde
sırtımızı dayayıp mor şafaktan tahta hayallere
demini almış şiirleri içeriz
yıldızların kırpışan gözlerine karşı
...
eğer kırılgan büyümüş hayatın
durmadan tercih edilmeyen yanları olduysak
bu bilinenin bilinmeyenlerini keşfetme çabamızdan sevgili
biz kurumuş bir yaprağı
yada koca bir ömründen sonra susmuş kelebeği
kitapların penceresiz odalarına kapatmadık
gülümseyen çocukların ölmesini
toprakların panzerle, postalla ezilişini istemedik
eğer sonradan anlaşılanlar olarak
tarihe parsel parsel düştüyse adlarımız
geriye kısa bir gazete haberi
gelişi güzel köşe yazısı
ve dirisi yasaklardan alınan
ölüsü serbest kalanlar olduk
söyle be sevgili söyle
suç kimde...!
şimdi aşkı çiçeklerin anlamlarında
aramayacak kadar bilincimle yaşıyorum
seni kimselerin sade dil anlatımlarıyla değil
karmakarışık
kül,köz,yanık,ölüm,kalım,düş sağanaklarına gebe
halkımın göçleri ,ülkemin yalnızlığı gibi seviyorum
...
bir uzun cümlenin en kısa yerinde durup düşünendir aşkı sahiplenen..