2
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1241
Okunma
Yine bir akşam üstü, yorgun adımlarımla, güneş batarken
Gözlerim hüzün ve yaşla dolu, kahrolarak hep için için
Güneşin son ışığı bir kor misali yüreğimi yakarken
Boynu bükük geçtim kapınızdan seni son bir kez görmek için
Küçük sadık köpeğiniz saldırdı bana yine acımasızca
Seni benim gibi bir mecnundan koruyordu kendi aklınca
İşte o an bedenim titredi başımı kaldırıp bakınca
Direndim ölüme seni son bir kez görmeden ölmemek için
Lakin yoktun, göremedim seni kapınız açılmadı bile
Nice isyanlar nice feryatlar o anda geldi de şu dile
Gözlerim pencerelere tüller arasına kaydı… Nafile
Sevdamdan güç aldım seni görmeden oraya düşmemek için
Ne ışık yanıp söndü, işaret olarak ne tüller oynadı
Ne kapı açıldı nede yola bakan pencere aralandı
Yaş dolu gözlerim her tarafa baktı da seni bulamadı
Ayaklarım hep geri gitti seni görmeden geçmemek için
Uzaklaştırdı yorgun adımlarım alıp götürdü bedenimi
Ayırıp ta orda koydum gözlerimle birde yüreğimi
Acısına dayanılmaz dertlerle doldurarak kalbimi
Yeminler ettim seni görmeden bu dünyadan göçmemek için
Yaktı hasretin, saplandın yüreğime keskin bıçaklar gibi
Gözlerime kızgın miller çekildi dünyam kör kuyular gibi
Ruhumla bedenim yanyana kazılan derin mezarlar gibi
Ölmeyeceğim işte seni son kez görmeden girmemek için
5.0
100% (10)