8
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
2424
Okunma
Sen doğmadan ölmüşte, baba yüzü görmedin
Yetim doğup dünyaya, geldin be Hasan Dayı
Sen babanın tek bir gün, sefasını sürmedin
Kendini hep kimsesiz, bildin be Hasan Dayı
Çocukluğu çaresiz, dul anayla yaşadın
Yoksulluğu bir ömür, omuzlarda taşıdın
Yaz, bahar hiç görmedin, sen dört mevsim kışıdın
Kendini hep ayazda, buldun be Hasan Dayı
Bir garip yetim diye, köşelere itildin
Yoksul çocuk diye, her oyundan atıldın
Kıymet bilenin yoktu, acımadan satıldın
Kimsesiz tek başına, kaldın be Hasan Dayı
Kuzu çobanı oldun, okula hiç gitmedin
Defter kitap neyine, kalem bile tutmadın
Anam hasta diyerek, buna isyan etmedin
Okul dedin hayale, daldın be Hasan Dayı
Onüç’te anan öldü, sen tümden öksüz kaldın
O gün nasıl ağladın, sen nasılda kahroldun
Tarifsiz acılarla, ağzına kadar doldun
Ağladın göz yaşını, sildin be Hasan Dayı
Emmilerin iş için, gurbet ile saldılar
Üç beş dönüm tarlanı, yağma edip aldılar
Kaz yolar gibi seni, senelerce yoldular
Sen kazandın onlara, saldın be Hasan Dayı
Boş yere bir kavgada, silah ile vuruldun
Bu ölmüş dediler de, hastanede dirildin
Dizden topal kalarak, öz yurduna sürüldün
O eski kapıları, çaldın be Hasan Dayı
Geçim derdi çok büyük, dişine takıp canı
Topal bacakla oldun, köyün sığır çobanı
Haline şükür ettin, unutmadın Mevla’nı
Abdestli namazlı bir, kuldun be Hasan Dayı
Otuzunda aşk düştü, yar diyerek avlandın
Bir dilbere kapılıp, ta yürekten tavlandın
Kırkını çoktan geçmiş, dul kadınla evlendin
Civan gibi bir damat, oldun be Hasan Dayı.
Nur topu gibi birde, erkek çocuğun oldu
Gülmeye hasret yüzün, o zaman biraz güldü
Mutluluk kısa sürdü, eşin genç yaşta öldü
Artık ateştin, kordun, küldün be Hasan Dayı
Öksüz yavrucuğunu, kucağında avuttun
Sen yemedin yedirdin, dizlerinde uyuttun
Çobanlıkla sen ona, fakülteler okuttun
İş bulunca sevindin, güldün be Hasan Dayı
Bir kız bulup evlendi, evlilere karıştı
İşte yükseldi her yıl, ekabirle yarıştı
Utanır oldu senden, kibir ile barıştı
Hasret ile çiğeri, deldin be Hasan Dayı
Uzun yıllar geçti de, bir gün dönüp gelmedi
Zehir olsun diyerek, üç kuruşta salmadı
Parası batsın dedin, gelip gönül almadı
Yüreği dilim dilim, dildin be Hasan Dayı
Özlemin ateş oldu, kalbe döktün közünü
Hep evlat evlat dedin, evlat ettin sözünü
Gelir diye gittiği, yola diktin gözünü
Tozlu yollara nazar, kıldın be Hasan Dayı
Yıllar yılı izledi, hep acılarla doldun
Ben gideceğim deyip, yollara revân oldun
Günlerce arayarak, onun evini buldun
Villayı görüp bir an, yıldın be Hasan Dayı
Evlat dedin bir anda, sen kapıdan kovuldun
Evlât dedin velakin, ana avratta sövüldün
Evlat dedin üstelik, tekme tokatta dövüldün
Kalbini yüz yerinden, böldün be Hasan Dayı
Son sözün evlat oldu, başka çıkmadı sesin
Her şey bir anda bitti, hiç kalmadı hevesin
Köyüne döner dönmez, tükendi son nefesin
Evlât deyip yutkundun, öldün be Hasan Dayı
Erhan DOĞANAY
5.0
100% (18)