çeliversem akrebin bacağından
yelkovan naçar kalır mı bilmem
ruhun cenderesinde sıkışmış kalbe em

hep sermayeden yerken iflasa süreklenen tüccara benzetirim kendimi

akılsız insan

yeksekan ömre inat dört nala koşup uzaklaşan

yoruldu gözler kum saatini izlerken
tutamaz ki hiç bir el
bilirim
akıp giden suya benzer
bendine sığmaz
koşsam bile ardından yetişemediğim
zaman

tik tak tik tak
hiç yorulmaz mı saat
ağırlık çöker omuzlara
bel bükülür
ağarır saç

oturduğu dalı keser
tak, tak, tak
balta habire vurur
yaslanır zamana
kayar kum taneleri ayakları altından
zamana yaslanırken yaşlanmak
aynalara küsmek bundandır işte

inkarla geri gelmez geçen yıllar oysa
aldanır insan
bu ne cesaret
her kürekte biraz daha
biraz daha derinleşir mezar
ve gözleri hala arkasında
kendi boğazını sıkarken
bir başkasını suçlar her defasında

uslanmaz insan
zaman değil suçlu olan
zamanı boşa harcayan
müflis insan

zamana mı meydan okuman
yelkovan mı çelme takmak istediğin
akrep mi

akrebin zehiri mi susadığın

ölüme mi yoksa isyanın
dikkat et

insan ne kadar da cesur
deli cesareti hunisi başında
görmez mi hâla
bir yaprak daha el sallamakta
nanik yaparak
her girdiğin yeni yaşında
biraz
daha
asılıyorsun
toprağa

ve
gözünü sevdiğim duâ
kulun
naz
ve
niyazı


Yâ hu

Yâ hay

Yâ Rabbi

Ne olur Allah’ım
ölümü öldürme

Değil midir ki muradı
Aşk_ı vuslat her kulun

Ölüm binektir, dünya gurbet
İlmek ilmek dokuyorsak ömrü

Elbette çağıyoruz ölümü
Veren sensin
alacakta sensin
elbet

Şükür
Rabbim

Şükür

Ölüm ne güzel nimet









Not:
Eski bir Türk saatinde 12 anlam: Hak,tevhid,ilim,irfan,akıl,hikmet
insan,amel,Adl,ahlak,umran,îslam.