2
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
903
Okunma
şiirin sol yanında bir yara
dağ sularından dökülen ırmağın sesiyle
ona bir şeyler söylemeye çalışıyordum
dayan
korkma savaş
ağzından çıkan avazın bana ait olması
yani er kişi olmak
bu çileyi anlamayı zor kılıyordu
düşününce
biz kimin yerine koymadık ki kendimizi
farklı acıları tatmak için gelmiştik
kimi gün
bir ağacın kırılan dalı
sonra artarak devam eden
sevinçli bir kelebeğe dönüyorduk
insan aklının almayacağı şeyler oluyordu
bulutların peşinden koşunca anlıyorduk yağmurun yağacağını
eşlik edip kara yazgımıza
bir birimize sarılacağımızı düşlerken
o gece
mutsuz martılar geçiyordu üstümüzden
iki yanı sonsuzluk olan bütün harfler
incinen sesimizle öpüşürken
tam kaybolacağımız bir anda
camlara yansıyan yüzümüz
kumların telaşı ile sulara bükülüp
denizleri içine alan
siyah fısıltılar
bir kayık
bir gemi
ufku mutlu bir kara parçası oluyordu
çaresizliğimizin üstünü örten
kalın kabuklu bir ağacın içinde
düşünedursun dallar
yapraklar fırtınalar kuş çığlıkları
azalırken kalbim hiç üzülmeyecek
sıcacık bir yerdi üşüdüğümüz
kirpiklerinde koşarken aşk
sokul bana ölüm çiçeğim.