10
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
4443
Okunma

Kim tuttu ellerinden?
Kader mi yoksa keder mi?
Gittin mi?
Yastığım felaket şimdi
Uykularım sınır teli
Yırtıldın mı?
Kıyamete dek ayrıldık; iki peygamber gibi
Kovulmuş kavimlerinden
Yıldın mı ?
Mızraklarının ucuna cenazelerini takmış insanlar
"Hüküm Allah’ındır" diye bağırıyorlar.
Yasin’ misin sevdiğim?
Senden uzaklarda öyle yaşlandım ki
Gelinliğini giydim saçlarıma
Evlendin mi?
Kağıt – Makas – Taş uzat elini
Kağıt taşı sarar; Taş makası kırar!
Taş mısın?
Gözlerim yerin kaç kat altı
Zifir, rutubet ve sadece nefesin!
“Sesimi duyan var mı?”
“Kurtar Allah’ım beni, bu aşkın kederinden!”
Bak şarkımızı söylüyorlar:
Dinler misin?
Uzak bir ülkedesin; ürkek, yılgın ama vakur.
Gelsem sokağına halsiz; dayasam kapına ağrıyan başımı
Evde misin?
Yıllar nasıl koşuyor; küsüp, gittiğin yüzünde
Alnındaki çizgilere kış gelmiş, saçlarına ayaz değmiş.
Üşüyor musun?
Aynalar, aynalar, aynalar...
Hangisine baksam gözlerimde gözlerin
Ağlıyor musun?
Gökyüzüne bağır bağır susan bir adamım
Gözlerindeki gök yüzünün yetimi benim.
Sen de öksüz müsün?
Kız bana ama meçhule bırakma
Meçhul soğuk, garip, seferî
Senin olduğun her yer neresidir?
Aldığım nefes ve taşıdığım emanet
Sahibi belli. Bir gün elbet isteyecek.
Son nefesimsin; biliyorsun değil mi?
Sana kötülüklerden uzak bir hayat dilerim
Çocukların olsun; saçlarınla oynasınlar
Güzellikler seninle olsun; her daim; e mi, sevdiğim?
Kayıpkentli
Ekim 2014
İstanbul.
5.0
100% (22)