2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1134
Okunma
Yaşıyorken son demi, zaman gurbetleşiyor
Günlerimle çizdiğim, desenler betleşiyor
Martının kanadında, rıhtımı bekliyorken
Yosun tutan gönlümle, derde dert ekliyorken
Kızıllaşan akşamın, öfkesi arasında
Depreşen filizlerin, sökümü sırasında
Arzuyla beklediğim, gecem koyulaşmadan
İçimdeki fikirler, henüz kuyulaşmadan
Sesimle Yahya Kemal seranatı okudum
Kızıllaşan akşamı, dokudukça dokudum
Yürek ıssız, ben ıssız, uçan martılar ıssız
Aşk dolan kalbimde, hülyalar vardı yalnız
Yârâb! Bu yıldızlarım, beni güldürecek mi?
Acılarla yüklenen, yaşı sildirecek mi?
Âtinin kapısında, el vermiş bekliyorum
Dermansızım Allah’ım, durmadan tekliyorum
Gözümde bütün renkler, artık siyahlaşıyor
Yaktı beni acılar, her şey eyvahlaşıyor
Ne menekşenin rengi, ne de gülün sevinci
Ne sevgilinin gözü, ne bülbülün sevinci
Solmuşlardı içimde, gecem beni yıkarken
Nabzım başka atmıştı, hisler beni yakarken
Yaşamıştım geceyi, bir fikrin ağrısında
Ağladım saat saat, rıhtımın sağrısında
Hani şimdi aşklarım, beni yapan hisler
Hani ufkun ardında, tutulduğum o sisler
O şarkıların sihri, hani, hani nerdeler!
Acaba onlarda mı? Bilinmez seferdeler
Yeşil değil mi artık, aşkı anlatan gözler
Buluşulan rıhtımda, hiç yanmıyor mu közler?
Şimdi lâle devrinde, lâleler açmıyor mu?
Kalplere tatlı tatlı, yâreler saçmıyor mu?
Zamanım mı tıkandı, yoksa ben mi tıkandım?
Tutuştuğum gecemde, çığlıklarla yıkandım
Yıkanan her çığlıkta, bir mevsimim kahroldu
Soluduğum rıhtımda, bana hayat zehroldu
Dönsen de Pervanem, fayda etmez hiç artık
Kasvetleşen gecende, yüreğindi tıkanık