4
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1073
Okunma
sesinin duvarlarına çarpıp dönüyor nefesim
ah ben bu köprüyü kaç yükle geçtim
bilsen güvercin kanatlarını ruhumun
taşımaya gelirdin yorgunluğumu
bir kalbini değil, gözlerinin karasını emanet aldım
gidiyorum,
uzunca gitmek ne güzelmiş
başını yaslamak bir otobüs camına
yaslanır gibi yokluğuna
alnından öpüp yatırıyor oğlunu bir ana
yeryüzü beşiğine,
su taşıyor bıkkın kuyular dindirmek için
içimizin çölünü
sen bana gönüllü kurşun
bunca ölümün içinde…
adımlar yetmiyor gitmek için
açmak gözlerinin siyah hediye paketini
ve düzenlemek gününü yepyeni bir sözcükle
ve bir çocuk, içinde çırpınan gecenin
nefesi okyanus mavi
sana yazsam ismimi o kadar okunaksız
bu uzaklık, etinin gürültüsü gibi
gelip zonkluyor kulağımın çatısında!
daha da yükle, belimin sağlam iskelesi
ve boynum göğüne dönük
telaşımız her ölüm gününde, ruhumuz bir ıslık bitimi
yırtılan yerlerini onarıyor bıraktıklarımız
gölgemize değen bunca güneş lekesi
çıkmıyor, uykumuza duran sesi yalnızlığımızın
dünyaya inat için, seni çağıran şarkılardan
hayat tuttum yepyeni, boşluğu doldurdum, martı çığlıkları ne için
daha ne anlatabilir böyle, denizin varlığını bize
5.0
100% (6)