2
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1163
Okunma
GİDİŞİNE Küfür eden dudaklarım,
Secdeye giden alnımı öpmek isterdi.
Şirk olmasaydı…
Ve gözlerim çok maharetliydi,
Ardından bakakalmasaydı…
Yokluğuna deliller biriktirirken beyin hücrelerim,
Henüz sayısal hesaplar yapmayı öğrenmeyen yüreğim,
Gözlerinde Tanrısı ölmüş kadınlar sevdi.
Ucu bucağı olmayan ovalar gibi,
Elinle alnının çizgisini çizip,
Olabildiğince aşk,
Olabildiğince aşık.
Dikeni çoktan göze almış,
Gülün kapısında grevde beklerken,
Ağzı sarımsak kokan pis adamlardan,
Yarı beline kadar soyunmuş türküler duydum.
Giriş çıkışları polis tarafından tutulmuş şiirler,
Sana gelemeyecekti biliyorum.
Koyu bulutlu bir günün,
Daha henüz bahar bitmişken,
Kışa naz yapan akasya ağaçları,
Güller, kelebekler,
Kuşlar ve çocukların savaşı,
En acı savaştır ki bu, (sapan marifetiyle)
Şahittir buna,
Gitarım gırtlağından konuşuyor,
Hiçbir şair yutkunmadan okuyamayacak seni şiirine.
Üzerime seni alıp dışarı çıkıyorum bugün
Kent üşüyor,
Sokaklar üşüyor,
Ben üşüyorum,
Koşar adımlarla gittiğin yolları,
Arşın arşın yürüyorum.
Parke taşlarını saya saya,
İlk dönemeçten sana sapıyorum,
Köşe başındaki bakkala soruyorum.
Can kaybından düşmüşsün bu sokakta,
Hayatının filmini çekmek üzere,
En yakın hastaneye kaldırmışlar,
Başrolünde sen oynamışsın,
Ben ölümlü figüran.
Nöbetçi_Piyanist