0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
837
Okunma
bilirsiniz
önce karanlık
sonra bir sesi senelere eklermiş gibi
dibini bulduğunuzda
kumsalda hışırdayan çakıl sesine dönüşür deniz
bilirsiniz
çocuk ve karanlık
kaçırılmak ve saklanmak için
örselenmiş eğimlere akan
bir sonsuzluk kuyusu saklar içinde
birden bire tükendiğinde sözler
korkunun yanına çöken
başka bir korku siner değişen tepelerin üstüne
önünde göz çukurlarına batan yeşil
ıslanmasına gerek kalmadan
daha tedirgin çoğalan bulutlar
zannedilen adına bir parça daha
zoraki çekilen yeni bir parça daha
artık kendi ruhuna varan parmakların olur aziz
ve merhamet sahibi bir annenin
ilk yaz yağmurları ile öpüşürken
seni bu güzel esmer geceden doğaçlamış olabilir
doğaya kaçan yanların körelmesin diye
esintileriyle renkli kalemler sivrilten hava
gerip durur yere düşen aydınlığın resmini
az uyanık sakla kirpiklerini
ki acının son köprüsünü geçelim
uluyan yanınla bir insanlık bağışla baba
ısırgan otu gibi düşünürken
sakın acıma bana.