Okuduğunuz
şiir
5.10.2014 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
SON _ MASALCI
Ekim, büyüsü bozulmuş ayna dökülen yüzlerin toplamı su- sesime safir üç tuğralı sır’ yok ülkenin kahinleri son bir yontu ağlayışı zenci bir rahibenin kucağında matta rahat uyu dehlizinde mumyasını çözdüm Tayet’in
Işığa yürü sen Hemsut orda durma cam bir gölgede simyası bozulmuş bedeviler geçecek karanlık zaman tunelinden Avuçlarında Nefertitinin göz yaşları ben deyim İstanbul sen de Sadom
Ortasından krılmış bir geceden çıktım gözlerime bulaşan siyah yaralı bir şiirden olası
Soyut bir yalnızlığa dönüşen üçüncü türden bir ses Tutup embiryosundan kederimin düşük yoğunluklu larvalara hüzün yüklemesi naifligindendir...
Her sabah serçeler okusun diyedir kurşun bir kalemle yazılan şiirler yarasalarla öpüşen izbe acılar bırak büyüsün ruhunun mağrasında
Kendi rolünü oynuyor papürüs polenlerle masalın son sayfasında unutulan sufle nereye saklasam ıslak kelimeleri cümleleri unutan o yağmur desem bulutlara yüklenen öznem Ağladığın her noktada türbe Ben seni seçiyorum harfiyen
Tam orda dur güneşe gül Toprağa su Aşka biat Sevmeye kül ...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Var oluştan beri yaşanan acıların, mitsel bir zaman tünelinden geçirilerek ve kozmik son durağında sevgiye adanılarak okura sunulduğu etkin eserinizi candan kutluyorum. Saygılarımla.
Sevgili Cumali Çorbacı kardeşim;Böyle güzel şiirlere hasretim ne zamandır... Devamından yana dileklerimi bırakıp,bu şiiri bizimle paylaştığın için teşekkür ediyorum...
Şiir sanatı ,kuşkusuz tüm sanatların en güçlüsü,en coşturanı ,en gizemlisi ve belkide esirleştiren duyguların tek hakim efendisidir. Voltaire binlerce dize yazmıştır,biri bile güzel değildir. Öte yandan Chateaubriand şakıyan düz yazısıyla şiire yaklaşmıştır,ama koşukla yazmaya kalkınca da düzyazının en alt düzeyine düşmüştür. Her şey koşuğa dökülebilir;satranç,hacıyatmaz v.s. Bunun için gerekli olan yalnızca sabırdır. Gelgelelim, gerçek dizeler,güzel dizelerde yine bir çeşit sabır gerektirir.
Yemiş gibi güzel şiirde yavaş yavaş olgunlaşır. Aralarındaki ayrım ne öyleyse ? Belki de , doğal yemiş ile balmumundan yemiş arasındaki ayrımdır bu. Çünkü ,balmumu yemişleri yapmak da sabra bağlıdır....
Belkide şiir-ile yazı-söz-kelime arasındaki fark buradaki dizelerden düşen,ezberin dışındaki duygulardır... Yeni yeşermiş,yeni olgunlaşmış bütün duyguları çalıyorum izninizle..
Yıllardır kalemine aşina olduğumuz, özge şiir dilini oluşturmuş sayın hocamdan yine alışık olduğumuz dil ve uslubunu yadsıtmayan bir eserle daha karşı karşıyayız.
Şiirimizin biçim bazında ve anlama katman sağlayan açılım bazında mitolojik unsurları ve kişileri kapsadığını görmekteyiz. Öncelikle şiirde geçen sıradan olmayan, yani sık kullanılmayan kelimelerin ; temel düz anlamlarına bir bakalım.
Matta : İncil kitaplarından birisinin adı. Tayet : Mısır tanrıçası ama özelliğini bilmiyorum. Hemsut : Mısır tanrıçası özelliğini bilmiyorum. Nefertiti : Mısır kraliçesi Firavunun eşi Şiirimiz girişinde, Mısır mitolojisinin kötülük, şiddet ve hırsı temsil eden tanrıların ağırlıklı olarak bahsinin geçmesiyle başlamakta.Onları dönemlerindeki bilinen yaşadıkları , anılan bir olay üzerinden şiirine ortak etmiş sayın hocam.
Belki gerçek anlamda mitolojinin bu olayının telmih edilerek, gerçekte atıfta bulunulan kişileri bu kişiler yerine koyarak bir kişileştirmenin farklı versiyonu belki de sembol olarak şiirdeki temaya uygun başka bir olayı anlatma biçimine araç olarak kullanmış bundan hiç bir şekilde emin olamasak da, salt bu mitsel veriler hakkında bilgi vermek maksadıyla kullanılmış olabileceğini söylemek safdillik olur.Sanırım şiirin temasına uygun iyi – kötü karşıt kişiliklerine bir açılım olarak kullanıldı.
Burada ki Nefertiti, Hemsut, Tayet beklide şairin kendi iç dünyasında gerçek dünya ile direkt bağlantı kurduğu, onların özelliklerini yaşadığı dünyada ki bazı kişilerde gördüğü bir benzetme odaklı .Mitsel verilerden yararlanılmış olması, benzetmenin gücünü daha etkin ve vurgun şekilde vermeyi sağlamış.Nitekim, mitsel, tinsel varlıkların her daim insan ruhunda bıraktıkları izler daha derin boyutta olur.
Şirimize böylesi bir girişle başladıktan sonra, şiirde asıl benim dikkatimi çeken hususlardan biri, anlatıcının, kurgusal yapı içerisinde en üst katmandan okuruna sesleniyor oluşu.Yani bütün bu tanrılardan daha üstün, onları kontrol edebilir bir niteliğe haiz güçle seslenmiş.Burada anlatıcı da kendisine şiirin bir kısmı boyunca mitolojik dünyada yer kurmuş ..Şiirimizin başlığıda zaten bu uslupsal ve biçimsel kurguya sonderece uygun bir şekilde seçilmiş.Bir masal anlatır gibi, kendisini de masalın içine koyarak anlatmış…
Nasıl bir katmanlamaktır şiiri bu …Şairin verdiği objeler göstergesinde elbette ki okuyan kadar anlama bürünebilecek bir şiir bu. Ve biliriz ki, iyi şiir gerçekten de ; okunduğunda hazır duyarlılığa seslenmeyen her okurda farklı anlamsal çağrışımlara sebep olabilecek niteliğe haiz olandır.Bu anlamda eserimizi kesinlikle iyi şiir kategorisinde görmemiz yanlış olmaz kanısındayım.
Önce bir mitsel duyuş, kendi içinde bir anlam birimi oluştururken, mitselin içinde anlatıcının duruşu… ve hepsi bir şiirin ana gövdesine masalımsı bir kurgu olarak ilişirken asıl olarak eserin bedenini oluşturmasına araç olması… Öylesine yazılmış değil kesinlikle değil, hani normal şartlarda bir benzeten olur, bir benzetilen olar duygu ve düşünceler şiirin vücudunu oluşturur ama bu şiir biçim olarak o kadar çok katmanlı ki inanın çözümlemek için değil günler, aylar bile yetersiz kalır .
Temasal olarak baktığımızda eserimize, mitsel verilerdeki olumsuzluklara olumlu bir el değmesi bazı kötü gidişatı durdurma adına bir şeylerin başlamasını öngördüğü ilerleyen dizelerde anlatıcının kendi içine dönerek , şiirden, yalnızlıktan ve yaşanılan acılardan dem vurduğu görülmekte.Şiirin son bölümlerinde ise anlatıcı sevgiliye hitap ederek bütün oluş ve görüşlerinden sonra kendisine olan duyduğu aşktan bahsetmiştir.
Biçimsel olarak baktığımızda ; Dizelerin eksiltili anlatım yoluyla kurulmuş olduğu, kelime tasarruflu etkin ve derin bir anlatıma haiz olduğu, emir kipli kelimelerin gerek ses, gerek anlatım gerekse okuru anlama yöneltişlerindeki kararlı ve sert duruşun çok yakışmış olduğu görülmektedir. Söylem olarak sadece emir kiplerinden değil yer yer normal konuşma dilinin olanaklarından da yararlanmış sayın hocam. Ayrıca biçimsel olarak dize sonlarında isimlere direkt yalın olanarak yer vermiş olması anlatıyı daha bir şiirsel boyuta taşımış onuda ifade etmeden geçmek istemiyorum.
Şiirimiz geniş boyutlu, zamanlar ötesinden varsıllığı kabul görmüş mitolojik unsurlardan başlayarak, bugüne kadar uzayan bir zaman diliminde evrensel anlamda insanların acılarını, hüzünlerini konu ederken bireysel gibi duran sevgi teması üzerinden de sevgiyi işlemiş.
Şiirimizdeki ünlülerin kullanım sayısı ;
a -83
e- 81
i-49
u-37
ü- 34
o- 24
ö- 7
ı- 29
ince ünlüler : e,i,ö,ü : 81+49+34+7------------------ -171 kalın ünlüler a, ı, o, u : 83+29+24+37-----------------173
gösterge bilim ölçülerinin kısmi özelliğine göre ; aslında ne tam bir esenlik hali, ne de tam bir karamsal hal vardır diyebiliriz bu şiirde…Belki de eşikte bulunulan bir hali arz gibi değerlendirebiliriz.Ya da yeni geçişli bir duygu aktarımı. Bu arada bu tekniği ilk kez kullandım.Umarım doğru tespit etmişimdir. Varsa bir hatam affınızı rica ediyorum.
Efendim, kendimce bir nebze esere ses olmaya, kapalı gibi duran kapıları aralamaya çalıştım.Umarım başarabilmişimdir.Her zaman gi özge dilince mükemmel bir eserdi.Gönülden kutluyorum sayın hocamı.Teşekkürler değerli paylaşım için.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.