5
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
2195
Okunma

nujine...
çapa atılıp esir alınmış denizi
gözlerinin b’elası ile özgür bırakıyorsun
...!
Cudi’nin yarım küresine düşen
gece sıcağı kahve
acıkmış yoldaş anılara
üstün başın
kimliği tespitsiz yaralar
avucunda Kawa
yüreğinde uzak bir deniz
hangi iklim yaşlanıyor sende
hangi sabah uyanıyor
yağmurların yağıyor mu
kar suların buldu mu yolunu
berfinlerin NUJİN
üşüyor mu apansız
ve fotoğrafların uyuyor mu ..?
ezgilerle anlıyorsun beni
devrim gibi hatır soruşun
alışılmışlıktan bıkmış usanmış
büyük ihtilaller büyütüyor dilin
Şırnak’lı bir çocuğun yırtık resmi gibi
inadına gülümsüyorsun
ölürmüyüz sence
ölürmüyüz güzel çocuklarla
göğsü krizantem bir vatan olurmuyuz
acı türküler sağıldıkça ağrımıza
fidan olup açarmıyız yeniden
duvarlar NUJİN
duvarlar konuşmuyor
soğuk bir coğrafya
kokusu rutubet ormanı
pencereler dar
mavi yasak oluyor
umut NUJIN
umut kalıyor geriye
ne bir sevda vefası
nede kuşlar
kanatların göçleri bile yasak
sen yasak olma
yaşamın renklerinde yolcu ol mesela
içinden gelen kadınla bağır ağaçlara
camların buğusuna gülümse
rüzgar çağır ilmek ilmek dallara
sıva paçalarını
yürü güneşi içen suların sırtında
gönderilmemiş mektuplar ol
bir uyanış zamanı çal kapıları
hece hece uyansın unutulmuşluk
ve kelimelerle onarılsın yıkılış
boşver
onu bunu şunu
sen anka kuşu ol
deniz kızı
ve martı çığlığı
kaç yara
kaç soru olursa olsun karanlıkta
sen çocukların inancıyla mavi ol
mavi kutsallığıyla onurlandır düşleri
...