5
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
2566
Okunma

güzel hatıralar öldürülemez...!
zembille indiğim zaman fotoğraflarına
yaşlı bir gecenin
şarap çarkında duyumsadım insan kokusunu
özlemekti iki cümle arasına sığdırabilmek seni
karanlık düşlerin tütünden dumanlar serdiğini
saçlarımın arasından geçen hava boşluğunda anladım
kaldı ki montaj edilen kentin sesleri
seni an be an koynumdaki boşluğa savuruyordu
bir anlıkta olsa
yüzünün cennetinde kalabilmekti sevmek
coğrafi betimlemeler içinde
tarihsel kalıntılara gömülen gözlerimde
olmadığın kadar var olmanın
başka hiç bir açıklaması olamazdı
makyajı akan rutubetli duvarın
görüntüsünde hayal ettiğim kentin
daracık sokaklarında
seninle yan yana yürüyebilmekti sevmek
sirenler caddelerin yalnızlığa koşan
zaman delirmesinde
biz aynı yolun ince beline dokunmanın keyfinde
olabilirdik belkide
kalın bir kitabın insanı benimsediği
cümlelerinde sen olmaktı sevmek
arada cümleler üzerinden kavgalar ediyordu
yazarın düşleri
yinede hayatın toz pembe olmadığını kavrayarak
olgunca sevmeye devam ediyordum seni
kırık dökük harfler mezarlığında
yaralı kelimelerden bir şiir yazdım
yokluğuna sıfır duran yüreğimin gemisinde
güverte dolusu anıda
bir tebessüm yağmuru altında
anımsadığım halinle duruyorsun
artık barıştığım sensizliğin yanaşması
yalnızlıkla beraber susuyoruz
tam bir demli uykusuzluk kentin gözleri
ve gözlerinden yudum yudum seni seyrediyorum
...
kaç yüzyıldır senin saçlarında gizleniyorum
ne olur sakın tarama saçlarını
düşerek ölmekten değil
kokuna hasret kalırım diye korkuyorum...!