4
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
1731
Okunma

yağmur el sallıyor bak
gök açmış gözlerini
bize sonbahar getiriyor
suyun dalgasına giyinik uzak
bir yakası kent düşü yüzün
bir yakası hasretine çocuk yarası
özlediğim kadar İstanbul içim
kalabalık arası tekil yalnızlık
ayıp değil sevgine dağılışım
bir deniz feneri ardım
parmak arasında tütün ağacı
saat dalgakıranı, yosun kokusu geçiyor
birazdan balıkçılar açılacak gözlerine
saçların binbir rüzgar salacak
acıyacak yüreğimin bu yakası
karşımda İstanbul ışıkları sen
zaman bileklerimi kesip
sevdanı akıtacak eylüle
martılar şarkısı
kayaların çöplerine
alçak uçuşlu
liman gemilere yatak
rakı,şarap kokusu yorgan
teknelerin kuytusunda
kirli hayat ninnili çocuklar
aramızdaki özlem
buruşturulup atılmış bir şiirin
tozlanmış resimlere dip notu
mısralar her fırça darbesine çığlık
çırpınış kadar büyülü yaşam
İstanbul kadar dağınık
kentim kadar sen dolu aşk
gördüğüm bütün gece
aramızdaki uzağın duvağı
suyun rengi kına
sesler düğün alayı
sen kentinde Şahrud
ben kentimde Seyduna
hadi kapat gözlerinin perdesini
ardında sakla beni
...